Öncelikle kitap, neva bulvarı, burun, portre, palto, bir delinin anı defteri ve fayton adlı altı eserden oluşmaktadır.
Neva bulvarı adlı bölümün genelinde yüksek sosyete mensuplarının tabiriyle hiyerarşinin kol gezdiği alt-üst sınıflarının yoğun olarak hissedildiği, günümüz ölçütünde bağdat caddesi, Şanzelize caddesi olsun, tamamıyla lükse karşı
"KALBİM PERA"
"Ruhun bedenden başka bir varlık olduğunu yaşayarak öğrendim ben; ruh her koşulda yaşayabiliyor, asıl cehennem bu dünya da."
Tercihlerimizle, seçtiklerimizle ya da vazgeçtiklerimizle belirliyoruz sonu nereye varacağını bilmediğimiz hayatımızın rotasını? Kaptanı biz fakat dümeni belirleyen başka başka kişiler,
#sessizlik
"III. Dünya Savaşı'nda hangi silahlar kullanılır bilmem, ama IV. Dünya Savaşı'nın silahları sopalar ve taşlar olacak."
#alberteinstein
Einstein'ın bu sözü aslında kitabın özeti niteliğinde bir tespit olsa gerek. Teknoloji hayatımızın o kadar çok bütünlüğünü kapsıyor ki, yaşamı kolaylaştırmanın yanı sıra insanlık adına değiştirdiği çok şey olduğu da bir gerçek. Dünyanın bu kadar dijitalleşmesi insan ilişkilerini de çok yüzeyselleştirdi diye düşünüyorum. En çok duyguları vurdu bence. Tükettiğimiz onca nesnenin yanında hislerimizi de yok etti neredeyse.
Yazarın anlatmaya çalıştığı her şeyi çok sevdim. Altını çizdiği konuları, aniden ekranların karardığı bir dünya ile kurgulaması, yaşamın bir çok gerçeğini de su yüzüne çıkarıyor. Şimdi düşünün ki aniden her şey karanlığa gömülüyor. Telefonundan bir an bile ayrı kalamayan insanlar için bunun hayali bile zor olsa gerek.
Eskiden teknoloji bu kadar gelişmiş değilken insanlar gündelik yaşamlarını nasıl sürdürüyorlardı düşünün. Şu andan itibaren böyle bir dünyaya mahkum bırakılsak ne hissederdiniz bilmiyorum ama yaşamaya devam etmekte zorlanacak sayısız insan olacağı da bir gerçek.
İnsan, dünyanın gidişatını istediği kadar ileriye götürmek için mücadele verirse versin, kim bilir gün gelir dünya kendi gidişatına karar verir. İnsan da dünya için aslında o kadar da önemli olmadığının farkına varır belki.