İnsan bir tufan haberini kolluyor hayatın kırılgan anlarında. Ne bileyim bir incir ağacına çıktığında mesela. Ya da dışarda kar yağmış, kuzinenin başında ellerini ımıtmaya çalışırken... Babanın eve dönüş saatini dört gözle beklediğin, kulaklarını onun sesine hipotek ettiğin bir günün akşamında neşeli neşeli çınlayan sesiyle bir kiraz gibi, baban geliyor ve sen ellerindeki poşetlere sarılıyorsun,tam o anda bir şey olacakmış gibi hisseder ya insan. Böyle kötü bir şey olacakmış gibi. Atınız Huri'nin ayağı kırılacak, çok sevdiğiniz bir emmi ya da yenge ya da başka bir akraba hasta olacak, deden yine keserle oynamana izin vermeyecek, zaten dar olan bahçeyi sana dar edecek. İşte böyle bir şey olacakmış gibi hissediyor muydum o gün, yoksa bu hissi ben hep içimde taşıdığım için o haberi aldığımda bir tufan olmuş da, sanki o an küçük kardeşimle ben geminin dışında kalmışız gibi mi hissettim, inanın hiç bilmiyorum.