Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
35 yaşındasındır oğlun 17 olmuştur falan ;)
Ben ilk kez ilk okul öğretmenime aşık oldum sonra bir sınıf arkadaşımı sevdim gibi bişe oldu lisede bir delikanlı sevdim ilk aşkımdı. Evlendik. Hatta çocuk da yaptık. Cinsiyetini bile bilmeden doğuma girdim ama ben hissediyordum oğlandı, ona o kadar bağlanmıştım ki karnımdayken herşeyimi anlatıyor, müzik dinletiyorum, odasını kitaplarla
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Reklam
AŞK SENİN SOYADIN MI?
Kalbimde fırtınalar kopuyor aşkım, Bilemezsin bu ağırlığı. Ne Jüpiterim ne buzdan öte Neptün, Senle sımsıcak bir yıldız, Senle bambaşka bur evren. Senin sesinle dinen yağmurlarım var, Gülüşünle kâinatımda mucizeler.
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
Dua
İmam-ı Şazeli Hizbü'ş-Şekva Duası Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla Allahım! Yakarışımızın başında, sevip hoşnut olacağın şekilde Sana, en bereketli, en mübarek, en kutlu, en çok hamd ü senalarla hamd ediyor, Seyyidü'l-âlemîn ve Fahru'l-müslimîn Efendimiz Haz-reti Muhammed Mustafa'yı Senin rahmet, bereket ve selâmınla bir kere
M(im)
Zaman bir akrep gibi şeyhim Vakit ise çoktan geçmiş mim İşte ebede uzanan elim Kurup yıkar geçmişi dilim Söylesem mi ki bilmem hâlim İçimi kemirir bir vehim Mim dertlerle durunca kaim İnşirâh olur mu her daim Gönülden sırata müstakim Ve takip eder mi iyâlim Sessizce kanayan izim Yüreğe aşikâre gizim Ki nihân olursa kalemim Nerde bulurum kalb-i selim Uzunca olunca emelim Ruhsuz yaşar canda cesedim Mânâya mim de bulurum im... GUSSANÂK
Reklam
Gül ve Kül
Gökhan Özcan,Ruh Yordamı kitabına şu cümlelerle başlamıştı; "Aslında herkes ne yaparsa, ben de onu yapıyorum. Hayatın ikircikli hikayelerinde zorlu roller alıyorum." Benim bu hayattaki zorlu rolümü..ikilemimi en güzel bu kelimeler anlatıyor..Gül ve Kül. Bu iki kelimeyi yan yana ilk kez duyduğumda yine böyle bir Ramazan demleri fakat
unuttuğum ben
uzun zaman sonra kendimi ilk defa yağmur gibi hissettim yağmur gibi yani ben gibi. samimi geldim kendime münafıklıktan bir nebze beraat etmişcesine, namaz kılmak için eteğimi arıyorken feracem askıda gözüme ilişti giymek istedim ve giyince o siyah ferace bana ben gibi hissettirdi kendimi.. kıldım namazımı uzun zamandır münafık gibi hissetmemin
Sen geldin. Benim eziyetim dokundu sana. Ama bağışla, senin sen olduğunu bilmiyordum. Ne zaman ki öfkemin üzerine indi yağmur. O zaman duruldum. Sen saçlarını tararsın. Ben seni, puslu aynanın içinde bir resim, ağır ağır uçuşan perdenin üzerinde bir gölge olarak fark ederim. Masal keser dört bir yan. Seni yeşiller içinde bir cennet çiçeği velvelesinde ilk kez gördüğümde, sen o musun, diye sormam bile. Bilirim ki rengini gizlesen kokunu saklayamazsın, perdeni çeksen ışığını boğamazsın. Benim gördüğüm benim rüyamda kalır. Senden şüphelenmek yerine çimento yanığı göz bebeklerimden şüphelenmeyi yeğlerim. Fark ederim aynanın sırtındaki sırrı. Eksiğim gibi durduğunu. Güvercinlerin kanat sesleri inşaat işçilerinin yanık türkülerine karışırken fıtratın dilinde işlemeye başlarım. Bir yanımdan sakinleşir ama bambaşka bir yanımdan taşarım. Bir başka aynada tanırım kendimi. Bundan böyle hoş-halim. Latifim. Gördüm ya seni görülmek de isterim. Yağmurun rengini ateşte seçerken ne yana gitsen sana dönerim. Çıkarırım alnımdaki kara bağı. Bahtımı ekmeğine bağlarım. Anlamsız varlığım anlam bulur. Başkalaşırım. Mademki elinin dokunduğu her şey, bir bardak çay, iki parça şeker olsa bile. Harikulâde bir şey. Çamura saplanmış kara lastik pabucun bütün masallardaki kristallerden daha varlıklıdır. Ama yokuşun dik senin, yükün ne kadar ağır. Senin taşıdığın benim belimi büküyor. Sen ezilme, bel verme diye her şeyden vazgeçebilirim. Sarı bir sayfanın resmiyeti üzerinden kazınan vesikalık bir fotoğraf gibi bir anda kimliksiz kalabilir, ismim gibi cismimden de geçebilirim.
Çalışmaya dönün diye seslendi ustabaşı. Tanrıların çağrısını duymuş gibi irkildik hep birlikte ve beş saat boyunca ara vermeden çalışmak için yeniden sorumlusu bulunduğumuz makinelerin başına geçtik. nefes kesici derecede güzel bir hatunu düşünerek çalışmayı alışkanlık haline getirmiştim. Böylece mesai denilen ve birbiri ardına sıkıcı saatler
Reklam
Teoman - Anlıyorsun Değil mi? youtube.com/watch?v=sz35k6h... Şarkılarda sona geldik ve buralar hep Teoman kaynıyor. Sen gitme buralar gitsin, evet bu Teoman değil FD’nin şarkısı, kendime söylüyorum ayrıca, FD’yi de severim, buralar hep ızdırap diyor Gaye Su Akyol, onu da seviyorum şarkıyı da buralara bir yerlere yerleştirdim. Fakat
481 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.