Genelde Batı tarih anlayışının iki kökeni olduğu kabul edilir: Bir yanda, özellikle Heredotos'tan (MÖ 5. yüzyıl) itibaren Yunan düşüncesi; diğer yandan da Kutsal Kitap ile İbrani ve Hristiyan düşünceleri.
"Okula ne kadar gittin?"
"Lise ikiye kadar. Sonra çalışmaya başladım."
“Ama konuşmandan daha çok okuduğun izlenimi doğuyor."
Jim gülümsedi:
"Çok kitap okudum. Peder okumamı istemezdi. Kendi insanlarımdan kopacağımı söylerdi. Ama yine de okudum. Bir gün parkta bir adama rastladım. Bana okunacak kitaplarla ilgili bir liste yaptı. Ah, ne çok okudum, ne çok. Platon'un Devlet inden tut, Ütopya'ya, Bellamy'den Heredotos'a, Gibbon'dan Macueley'e, Carlyle'den Prescott'a, Spinoza'dan Hegel'e, Kanta ve Nietzsche'den Schopenhauer'a kadar her şey vardı listede. Das Kapital bile. Dediğine göre adam biraz çatlakmış. İnanmaksızin sadece bilmek istediğini söylerdi. Hepsi aynı yöne işaret eden kitapları bir araya getirmeyi severdi.”
Kyreskhata'nın aşağılarında ve İaksartes'in karşı yakasında Yunanlar tarafından Skythler (İskitler) olarak adlandırılan Orta Asya göçebeleri Sakaların yurdu uzanıyordu...
Heredotos Tarih'te at sürülerini otlatan göçebe Skythleri boyunduruk altına almanın mümkün olmadığına değinir.
Yahudilerin sünnet geleneğini nereden aldıkları sorusunun tek bir yanıtı olduğu doğruluğunu korur, yani Mısırdan. Tarihin babası Heredotos sünnet geleneğinin Mısır’da uzun süreden beri devam ettiğini anlatır ve onun ifadeleri ve mumyalardaki bulgular ve aslında mezarların duvarlarındaki resimler tarafından doğrulanır.
Yurttaşımız Halikarnaslı Heredotos, “Hesiodos’la Homeros Yunanlıların tanrı soylarını kurdular, ad ve ek adlarını taktılar tanrılara, yetkilerini ve işlerini ayırdılar, görünüşlerini belirttiler,” diyor.
Lidyalı halk kızlarının hepsi de kocaya varıncaya kadar kendilerini satarlar, çeyizlerini bu sanatla yaparlar, zaten kocaları bile bu kızları kendi isteğiyle yanlarında tutabilirler... Lidyalılar kız çocuğunu orospuluğa bırakırlar.