Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
İlgi Çekici Bir Yapım
Herkese selamlar bugün size Denizi Yitiren Denizci kitabının konusunu ve bana ne hissettirdiğini anlatacağım.
Kitap gayet akıcı, anlaşılır ve ilgi çekiciydi. Okuduğum ilk Mişima kitabıydı ama eminim devamı gelecektir. Puanım 9.
Bu kitaptaki ana karakterimiz Noburo isimli 13 yaşında bir çocuk. Babası 8 yaşındayken ölmüş, annesiyle beraber
Yalnızca,kendini kaybettiğinin farkına varan insan arar
Yazar Tanrının varlığını kabul etmemekte. Bu incelemeyi Allah'ın varlığını yansıtır. Kitabı okuyup benim vardiğim sonuca varamayablirsiniz.
Kendini kim arar, yalnızca kendini kaybettiğinin farkına varan arar. Özgür beni arar, özgürlüğü arar insan. Herkes aramaz aslında. Esirdir insan çoğu zaman ya da kurban. Kapitalist otoritede başarılı
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Portakalı Soymadan İçinden Ne Çıkacak Bilemem Kardeş! …
Kitap satın alma işlemini çok hızlı gerçekleştirdiğim için hayatın tatlı tuzaklarına aşağıda bahsettiğim anlamda çokça maruz kalıyorum.
Kimlik: Yeni Para gibi bir kitap ismi görünce beklediğim şey sanırım; modern döneme karşı istihza diliyle yazılmış bir eleştiri olacağıydı. Ama gol yedim;
Hangi birimiz hayatlarımızın kusursuz olduğunu ya da yaşadığımız hayatlarda çok mutlu olduğumuzu düşünüyoruz? Bence yalnızca çok az bir kısım hayatlarının dört dörtlük olduğunu düşünmekte. Geriye kalanlarımız peki? Sürekli pişmanlıklarımızı, yaşadıklarımızı, yaşayamadıklarımızı ya da yaşamak istediklerimizi; söylemek isteyip de söyleyelemediğimiz
158 syf.
5/10 puan verdi
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarına hoşgörüyü barındırmayanlar
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar
Her gün aynı yolları yürüyenler
Umutlarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar...
|Neruda
Evet yavaş yavaş ölürler beynini kullanmayanlar..
Şair Neruda 'dan alınmış olan bu şiir beyne dair birçok şeyi özetliyor aslında.
Her şey beyinde başlar!
Eser akademik dilden ziyade konuşma havasında yazılmış, esprilerle, hikayelerle başkalarının sözleriyle beyne dair bilgiler, düşünceler desteklenmiş.
Beynin yapısı, beynin oluşumu, nöron hücreleri çalışma prensibi, beyni besleyen ve beyne düşman olan yiyecekler, Türkiye'de Beyin haftası ile ilgili (13-19mart) kutlamaların başlatılması, projelerin beyne dair yeni fikirlerin sunulması gibi konulardan bahsedilmiş...
Kitabı okumak benim için bildiğim şeyleri tekrar etmek gibi bir şey oldu.Beklentimi pek karşılamadı. Ama espriler ve kamyon arkası için söylenen sözler güzeldi.
Beyne dair hiç bilgisi olmayan veya az bilgisi olanlar için başlangıç olarak okunabilecek bir eser.
Taze oksijen, beyin için neyse; taze bilgi de zihin için odur.
Beyinler bol oksijenle dolsun, zihinler berrak olsun...
Bol beyin günler...
Halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım
“Otlar, çiçekler de hayat sahibidir; yaşamak buysa eğer. “
Kendi içinde, sadece kendisiyle ve yapayalnız; duygusuzca, iyi ya da kötü herhangi bir olaya tepki vermeden,
ümit etmeden, öylesine-anlamsızca ve sessizce yaşayıp giden,
belki de robottan ayırt edilemeyecek kadar sistematik ve tekdüze rutinlerden oluşan kapkaranlık ömrünün günlerini
Merhaba
Bı miktar hüzünle geldim bugün
Ne yalan söyliyim bu kadar etki bırakacağını düşünmedim ilk elime aldığımda ama her satırda biraz daha düştüm biraz daha pişman oldum
Sevmek nedir,beklemek mi,gitmek mi,aşk ne,meczup kim???
Her sayfa da farklı soru ve cevap
Önce Ahmet çıkıyor karşımıza.
Bir fotoğrafçı..
Onunda bir hikâyesi var Elif'le
Selammm Canımlar
Bende ki yeri çok başka olan bir kitap Gökçen. Çünkü zamanında Wattpad' de okurken arkadaşıma deli gibi kitabı anlatıp keşke kitap olsa demiştim. Ve ertesi gün yazarı kitap olacağını duyurmuştu. Ciddi anlamda beni duygudan duyguya sürükleyen nadir kitaplardan biri. Bir sayfada duygusala bağlarken diğer sayfada okuyucuya nasıl
Hayvan Çiftliği
Hayvanlaşmış insanları fabl şeklinde ele alan George Orwell dönemin dayattığı düşünce yapısını ve bu dayatıların sonucuna en ağır şekilde ceza alıp katlananları eleştiriyor. Düşünme tembelliği ve alışmanın verdiği rahatlıktan dolayı gelen kötü günlerin fark edilmemesi de cabası. Ayrıca aydıların karanlıkta etrafını aydınlatması gerekirken, ışık kaynağı olmaktan kaçınanların değer verdiklerini kaybettiğinde, vicdanın verdiği ağır yükü, telafisi olamayan yollara girdikten sonra fark edilmesinin hiç bir şeyi degistirmeyeceğini ve düzenin bozulmaz bir süreç olduğunu, kişiler değişse de yönetimin aynı iğrençlikle devam ettiğini, sonsuz bir kısır döngüden bahsediyor. Bu sıralamalar böyle akar gider . Sessiz kaldıkça fark edilmeyen günden güne berbatlaşan yaşantıları, fikir ayrılıklarına düşmemek için kendi fikirlerini yok sayanları, ertelenen hayalleri, geçmişte yaşanılan olaylardan ders çıkarmayıp hâlâ tutsak zihinlerinden kurtulamayanların bencillik ve hırs uğruna yapılan davranışları normalleştirerek hayatlarına köle misali devam etmelerinden ve en önemlisi de düşünmenin yaşantımızda ne kadar önemli olduğundan bahsediyor. Verilen örnekler ise hayatımızdaki olayların nesneleşmiş hâlidir. Düalist bir sistem anlayışının uzun vadede etkisinin bozulacağından da bahsediyor. Uzun lafın kısası kitap sürükleyici bir anlatıma sahip. Okurken düşüneceğiniz ve sorgulama yapacağınız ve sıkılmadan bitirebileceğiniz bir kitap.
