İki kutuplu dünyada (ABD-Rusya) uzay yarışları sürerken insanların hiç beklemediği bir olay yaşandı. Artık dünyada yalnız değildiler. Henüz içlerinden nasıl bir varlığın çıkacağını bilmedikleri büyük uzay gemileri büyük şehirlerin (New York, Londra, Paris, Moskova, Roma, Cape Town, Tokyo, Canberra) üzerinde günlerce beklemeye başladılar. Sonunda uzay gemisinden bir temsilci insanlarla bağlantı kurdu. İnsanlar bu temsilcilere ve diğerlerine dünyanın hükümdarları ismini verdiler. Dünyaya düzeni sağlamak için geldiklerini, savaşların son bulacağını, herkesin huzur içerisinde yaşayacağını müjdelediler. İnsanlar kısa süre içerisinde bu duruma adapte oldular. Gerçekten de eski dünya düzeninden geriye hiçbir şey kalmamış, daha mutlu bir dünya ortaya çıkmıştı. Fakat çok geçmeden gerçek anlaşıldı ve insanlar geri döndürülemez bir durum ile baş başa kaldılar.
.
Bilim kurgu klasiklerini genel olarak çok severek okuyorum fakat bu kitap onlardan biri değil. Her ne kadar büyük övgülere sahip bir kitap olsa da konu çok sığ bir şekilde ele alınmış. Keşke bazı bölümler daha ayrıntılı bir şekilde anlatılmış olsaydı.
.
Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz.
Arthur C. Clarke külliyatı kurmaya gittim. Muhteşem ve insanı fazlasıyla dehşete düşüren bir bilimkurgu romanı. Ütopya ve distopya arasında kalmış bu dünya eminim herkesin çok hoşuna gidecektir.
"Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz."
