Alternatif Tarihte
MART AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ #108941126 -Bu gözlükten mi bahsediyordun Adem gün boyu? -Evet. -Ne işe yarıyor bu şimdi tam olarak? - Normalde bu tarz gözlükler sanal gerçeklik amacıyla üretilir. Fakat benim elimdeki böyle değil. Gerçekliği sanallığında yatmıyor. Gerçekliğinde yatıyor. - Nereden buldun peki? -
Bu saatte uyuyamamanın verdiği sıkıntıyla karalamak istedim biraz. Gözlerim "uyuyalım artık, yeter!" diye isyan ederken hastalıklı bedenim ve daralan ruhum izin vermedi buna. İzlenilen asmr videoları da kâr etmedi. Kendi kendimle konuşurkenki yalnızlığı hissetmemek için burada saçmalamaya karar verdim. Fake bir hesaptan da yapabilirdim
Reklam
Çok keyifli bir yazı… Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın. Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba
DÜŞEN MASKE ( Müjgan)
Bir bebek kadar masum,bir güneş kadar aydinlik ve sicak olmak ne güzel... Ancak bir bebek cevreye icten ve sicak olabilir oldugu gibi,bir cocuk takmaz maskesini... Rengarenktir cocuklar sariysa sari,maviyse mavi gösterir kendini.Hic cekinmez doğrulardan yanlislardan. Onun dünyası tertemizdir.Maske değil bir örtü bile yoktur. Sadece masum
Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor.
Dijital Kale
Dijital Kale
kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”
yetemiyorum dünyaya, insanlara herkesin elleri kalbime yapışmış gibi kendimi kurtarmak istesem tırnakları kalbimi kanatıyor hiçbir şey yapmadan dursam daha çok geçiriyorlar tırnaklarını konuşuyorum, bir şeyler anlatıyorum anlamıyorlar cümlelerimden ben mi konuşmayı unuttum onlar mı anlamayı unuttu geçecek diyorlar, bu da geçecek geçmeyen ne de çok
Reklam
279 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.