Ramazanın son günleri
İçimi sevinç ile hüzün karışık duygular kaplıyor.
Daha dün "Hoşgeldin" diyerek karşılamıştık, şimdi ise "Elveda" diyerek yolcu etmeye hazırlanıyoruz...
İnşallah hoş gelmiş, hoş etmiş ve hoşnut olarak gidiyordur...
Yaralarından ışık sızardı yalnızlıklarımızın
Soluksuz duraklarında ömrümüzün,
Bir an olsun soluklanmaktı gayemiz.
Sığınak olmuştuk birbirimizin acılarına,
Sessizlik yüklü tüm özlemlerimizle...
Şimdi gel kimsesiz kalışımızın yasını tutalım.
Hoşgeldin hüzün hoşgeldin yeniden!
Sen ki bizim bahar bahçemiz
Sen ki kalbimizin müstesna sahibi
Nerelerdeydin?
Ayasofya gülümsedi,
Ayasofya,
kor bir ateşte
yandı söndü.
Hüzün bülbülleri
sardı dört bir yanı.
Şarkılar, nota nota
hece hece dizildi
umutlar yükseldi havaya,
süzüle süzüle... 🕊️
c.A
"Evet, yazarın söylediği gibi, merhaba hüzün... Merhaba sonsuz karmaşa... Merhaba sonsuz matem... Sonsuz değil, gözlerimi kapayınca bitecek olan... Evet merhaba ben ölünceye kadar sürecek olan matem... Velhasıl yeniden hoşgeldin aşk..."
"İnsanoğlu bir han gibi...
Her gün yeni bir misafir geliyor.
Neşe, hüzün, zulüm,
Bazen de hiç beklenmedik bir anlık farkındalık geliverir...
Hepsine hoşgeldin de ve güzel ağırla,
Her ne kadar bunlar evinin eşyalarını acımasızca yok eden
üzüntüler de olsa,
her bir misafire onurlu davran.
Bilemezsin belki de bu,
Seni yepyeni bir güzelliğe hazırlayan temizliktir.
Karanlık bir düşünce, utanç ya da kötü bir niyet,
Hepsini güleryüzle karşıla ve içeri buyur et.
Ne gelirse gelsin, müteşekkir ol,
Çünkü her biri ötelerden gönderilen birer rehber..."
Senin duaların bana sıcak bakıyor,
Ruhun ferah ferah teslim oluyor kanıma.
Gözlerimiz bunu diyordu,
Ben böyle tercümesini bulundum sözlerimde.
Ah sevgili bir sabah saati uykunda,
Gelipte rüyalarına göçemedim.
Dudağının iki arası bir yuva,
Ben uzaktan uzaktan öyle yurt edindim.
Bedeninin sıcaklığı yıllanmak üzere üzüm şarabı,
Bedenin aheste ile