Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hümeyra

İki bin rıtıl şarap tartmış olsan da içmedikçe sarhoş olamazsın.
Reklam
Zira ilmin faydası, ancak o ilim hayata geçirildiğinde ortaya çıkar.
Nasihat vermek kolay, zor olan, onları kabul etmektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşlediği suçun büyüklüğünü çok iyi biliyordu ama arzusu çiğnediği toplumsal kuraldan daha güçlü olduğu için çiğnemekte ısrar etti... Kız kendi suçunun kanıtını ortadan kaldırmaliydi. Bu toplumsal kuralı cignerken kural mural kızın umrunda değildi ama iş olup bittikten sonra yaptığı şeyin ağırlığında ezildi.
Çok iyi olacağını söyledim, tabii bu yalandı ama belli koşullarda, insanın hiçbir şekilde değiştiremeyeceği koşullarda yalan söylemesi gerekir.
Reklam
Bildiğin her şeyi söylemek zorunda değilsin. Kibar bir bayana yakışmaz - ayrıca, insanlar kendilerinden daha çok şey bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar. Sinirlenirler. Doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir, onlar öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın, ya çeneni kapar ya da onlar gibi konuşursun.
“Benden hoşlanmamak için bir nedenleri olsun istedim,anlıyor musunuz? Bir nedene sığınmak insanlara iyi geliyor.
Çünkü onların varsayımına göre -o talihsiz varsayımlarına göre- "bütün zenciler yalan söyler, bütün zenciler temelde ahlaksız yaratıklardır, kadınlarımızın yakın çevresinde hiçbir zenciye güven olmaz," insanların zihinlerinin çapını gösteren bir varsayım bu .... “Bazı siyahiler yalan söyler, bazı siyahiler ahlaksızdır, kadınlarımızın çevresindeki bazı erkeklere güvenmememiz gerekir, ister siyah olsun ister beyaz. Ama bu her türlü insan soyu için geçerlidir, belli bir insan soyu için değil. Bu mahkeme salonunda hiç yalan söylememiş, ahlaksızca bir şey yapmamış kimse yoktur, bir kadına hiç arzuyla bakmamış tek bir erkek yoktur.”
Hiçbir yere ait değiller. Siyahlar onları istemez çünkü yarı beyazlar; beyazlar onları istemez çünkü yarı siyahlar, böylece arada kalıyorlar, hiçbir yere ait olmadan.
Bak ama, Jem, bana kalırsa tek bir tür insan vardır. İnsanların hepsi insan.
Reklam
İnsanların çoğu iyidir, Scout, yeter ki sen onları bir gün gör
Hepimiz biliyoruz ki, bazı insanların bizi inandırmaya çalıştıkları gibi insanlar eşit yaratılmamıştır...bazıları ötekilere göre daha zekidir, bazı insanlar doğuştan kazanılmış daha fazla olanağa sahiptir, bazı insanlar ötekilere göre daha fazla para kazanır, bazı kadınlar başka kadınlara göre daha iyi kek yapar...bazı insanlar pek çok başka insanın normal kapsama alanı içine girmeyen yeteneklere sahiptir.
İnsanların başına ne geldiğini asla bilemeyiz. Kapalı kapılar ardında evlerde nelerin olup bittiğini, ne sırların gizlendiğini...
"İnsanların çok tuhaf yaratıklar olduğu sonucuna varmayıp da ne yapabilirdim?onları düşünmekten vazgeçtim, buna mecbur kalıncaya kadar da düşünmeyecektim
Öğleye doğru sıkıntımın azaldığını ve hayatı biraz pembe görmeye başladığımı fark ettim. Kendimi ne kadar manasız şeylerle üzdüğümü anlıyor, bütün kabahati hayalperestliğimde, kendi içime kapanıp kuruntu yapmamda buluyordum. Fakat artık değişecektim... Buna rağmen akşam olup da ortalık kararınca içime sebepsiz bir hüzün çöktü... Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey var gibiydi...
Reklam
Hayır bu adil değil. Sen bütün dünyanın ahlaklı olduğuna inanmak istiyorsun ve ben birinden kötü bahsedince inciniyorsun. Ben sadece senin mükemmel olduğunu düşünmek istiyorum ve sen buna itiraz ediyorsun. Benim aşırıya kaçmamdan, senin mutlak iyi niyetliliğine kendimi fazla kaptırmamdan korkma. Gerek yok. Gerçekten sevdiğim pek az insan var; hele saygı duyduğum daha az insan var. Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor.
"Bak Momo" derdi, "Ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüme upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor." Beppo bu kadarcık laftan sonra bile önüne bakarak bir süre susar, sonra devam ederdi: "O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı, daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hala upuzun bir şekilde seni bekliyor" Susup, biraz daha düşündükten sonra sürdürdü konuşmasını: "İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı." Beppo için bu kadar laf çok fazlaydı. Uzun bir süre susup yeniden konuşmaya başladı:"Bir de bakarsın ki, adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan." Başını önüne eğip sözünü noktaladı: "Önemli olan da budur."
Bu âlemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer teccessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek , belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur.