"Gözle kulak, onca birer yalan koğuğuydu. Yalanlar hep bize bu dört kapıdan girerdi. Fakat el...Fakat dokunma duyusu, hiç dolma yutmazdı. Bütün hurafeler , batıl inançlar dimagımıza hücum için gözle kulağa kopardı. "
İstanbul'a göçün iyice ivmelendiği, kimin "yerli" kimin "yabancı" olduğunun pek öneminin kalmadığı bir zamanda yazarın dikkate değer tespitinin olduğu alıntıdır:
"İstanbul'un özellikle fakir ve kuytu semtlerinde halkın dinsel efsaneler, hurafeler, dilekler ve adaklarla karışık garip bir mistiği var. Daha çok kadınların dünyasında genişleyip şekillenen bu mistiği katı, batıcı hatta haris bir fanatizme dönüştürenler İstanbul'un yerli halkından çok, taşradan geçinme hattâ para yapma yırtıcılığı ile gelmiş olanlar. Duru İstanbul Türkçesi konuşanlarda masallara bürünmüş, renkli ama uysal bir mistiklikle karşılaşıyorsunuz. Katı ve hoşgörüsüz, ters bakışlı fanatiklerin ise dili çokcası dışarılıklıya çalıyor."
YouTube kitap kanalımda Dahi Diktatör kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
Uzun bir inceleme geliyor sıkı durun! Kısa hayatına çok şey sığdırabilen insan uzun bir incelemeyi de hak ediyor bence.
Kitap Atatürk’ün hem dahi hem de diktatör yönünü nedenleriyle beraber anlatan güzel bir