İyi akşamlar uzun bir aradan sonra sizlere güzel bir öykü kitabıyla geldim.
Kitabımız yazar
Orhan Murat Bahtiyar beyin kaleminden #etiniacitmak. Biz kitabı @herayokuyanlarkulubu olarak severek okuduk, neyse ben daha fazla uzatmadan yorumuma geçeyim
Kitap da birbirinden güzel ama bir o kadar dersler çıkarılacak öyküler var, her öykü de bizden sizden, kısacası herkesten yaşanmışlıklar var. Benim en, çok, sevdiğim ve etkilendiğim öykülerden birisi Serin Bir cumartesi oldu. Bir annenin dağa çıkan oğlunu aramak vr kurtarmak için çabası ve hazin sonu ve çıkarılması gereken ders bence etikliyeci idi.
Diğer öykülerin isimlerini de yazayım tabiki hepsi güzeldi.
Pırlantanı da taksana
At Adam
Süt, Çamur ve Beton
Daha Modern Zamanlar
Huzur Apartmanı, No :6
Bir Kaplumbağa ve Bir Kelebek
Bile İsteye
Lütfen Yiyecek Vermeyiniz Daha Önce Beslendiler
Bir Anlık Bir Şey
İstenmeyen Şeyler
Yazarımızında dediği gibi Etini acıtmak, okuru düşünceye sevk eden, bittikten sonra da zihinde dönüp duran öykülerle dolu bir kitap tüm öykü severlere tavsiye ederim.
Bu güzel kitabı @herayokuyanlarkulubu ,
Gözleri yaşlı, keşke son birkaç gün de gidebilseydim diye düşünüyor. Ama dostunun her gün bir parça daha öldüğünü görmeye dayanamıyordu ki... Vefatını haber alır almaz Prenses Emine Abbas Halim tarafından Akife tahsis edilen Mısır Apartmanı'ndaki daireye koşmuştu. Orada gördükleri şimdi bir sinema şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu. Dostunun odasına girmekten korkmuştu. Girince ise donup kalmıştı. Damadı Ömer Rıza Doğrul ve kızı Cemile bir köşede sessizce ağlıyorlardı. Odadaki karyola artık boştu. Akif'in tabutu yerdeydi. Tabutun yanında diz çökmüş bir kadın ölüyü öperek ağlıyordu. Bu Akife, hastalığı müddetince, büyük bir sevgi ve alaka ile bakan Rus hastabakıcıydı. Fakat diğer günlerin aksine baştan aşağı siyahlar içindeydi. Nihayet dostunun yüzüne bakabilmişti. Günler ve geceler çektiği büyük acılar artık dinmişti. Huzur içinde yatıyordu. Unutulmadığını anlamış olmanın rahatlığı sanki yüzüne aksetmişti. Dudakları hafifçe aralıktı...
Çoğu geceler, salonda başımı dizlerine yaslar, heves ve heyecanla anlattığı hikayeleri dinlerdim. Ne anlattığının önemi yoktu; yanında olup, sesinde huzur bulmak benim için kafiydi.
Güzelliğin itici geleceğini söyleseler inanması kabil degildi.
Şimdi sadece inanmıyor, bizzat yaşıyordu.
Daha evliliğin en başında, karısından çeyrek asırlık bıkmıştı.
Kendisine huzur verecek dünyanın en çirkin kadınına razıydı.