SEINE KIYILARINDAKİ BALIKÇILAR
"Bugün, en aşağı Fransız İhtilali ya da Reform hareketi günlerindeki kadar dramatik bir zamanı yaşamaktayız. Bizim için de her hafta, her gün tarihsel olaylarla dolu; geçmişi yüzyıllara dayanan imparatorluklar çöküyor, insanlığın özgürlüğü adına bugüne kadar yapılmış en büyük savaş sürmekte; her gün, her saat beraberinde yeni gerilimleri de
Sayfa 111 - Can Yayınları
Antik bir Sufi hikâyesine göre, Orta Doğu'da bir yerlerde yaşayan ve sürekli olarak mutlulukla umutsuzluk arasında gidip gelen bir kral vardı. En küçük şey bile onu fazlasıyla üzer, yoğun bir içsel tepki başlatır, mutluluğu bir anda hayal kırıklığı ve umutsuzluğa dönüşürdü. Kral sonunda hayatından ve kendi durumundan bıkarak bir çıkış yolu aramaya başladı. Krallığında yaşayan ve aydınlığıyla tanınan bir bilgeyi çağırttı. Bilge adam geldiğinde, kral ona şöyle dedi: "Senin gibi olmak istiyorum. Bana hayatıma denge, dinginlik ve bilgelik getirecek bir şey verebilir misin? Bedeli neyse öderim." "Size yardım edebilirim," dedi bilge adam. "Ama bedeli o kadar ağır ki bütün krallığınız bile yeterli gelmeyebilir. Bu yüzden, eğer kabul ederseniz, hediye olarak vermek isterim." Kral kabul etti ve bilge adam gitti. Birkaç hafta sonra adam geri döndü ve krala yeşim taşından yapılmış çok güzel bir kutu verdi. Kral kutuyu açtı ve içinde basit bir altın yüzük buldu. Üzerine bazı harfler kazınmıştı ve şöyle yazıyordu: Bu da geçer. "Bu da ne demek şimdi?" diye sordu kral. "Bu yüzüğü daima parmağınızda taşıyın," dedi bilge adam. "Her ne olursa, iyi ya da kötü diye adlandırmadan, bu yüzüğe dokunun ve yazıyı okuyun. Bu şekilde, daima huzurlu olabilirsiniz."
Reklam
"Devlet Nasıl Yönetilmeli"ye Bir Örnek
Ömer bin Abdülaziz'in İlk İcraatları: Kendisinden önceki Süleyman bin Abdülmelik, yazılı vasiyet bırakarak onu Halife tayin etmişti. Halife ölünce vasiyeti okundu, okunan vasiyette adı Halife olarak anılınca itiraz etti. Bir önceki Halife'nin tayiniyle seçilmiş olmayı Müslümanların iradesine saygısızlık gördü. Cemaatin önüne geçip, omzuna
Sayfa 143 - Beşinci
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
HÜZÜN KOKULU AŞK Hayatım boyunca çeşitli korkular yaşadım içimde. Hem de en acımasız olanlarını… Yine de kimseye söylemedim. Hiç kimseyle paylaşmadım, yaşadıklarımı. Daha çocukken o küçücük yüreğime korkunun her türlüsü yerleşti. O zamandan beri bu duyguyla iç içe yaşadım. Bu yüzden de korkuyu içinde saklayan kişileri ben gözlerinden tanırım. Onu
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Reklam
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.