Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
Sevememekten askıda kalmış bir hayat; ne ölü, ne de canlı...
Bu kitabı o kadar sevdimki kitaba dair ve bende hissettirdiklerine dair bir kaç satır yazmak istedim. Öncelikle Marguerite Duras’ın okuduğum ilk kitabıydı. Kitabın kapağının güzelliği bir yana ismi... Diğer kitaplarının da bu yoğunlukta olduğunu umarak elbette ki okuyacağım.
Bu kitabına gelirsek; 43 sayfacık ellerinizin arasından kayıp giden...
255 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı bitirdiğim de bir tuhaflık vardı üzerimde. Dışarıyı seyrederken, sanki bir şeyler havadaydı ve ağır ağır çöküyordu, içimi rahatsız eden bir şeyler hissettim, hâlâ da hissediyorum.
Bilmiyorum bir 'öteki' belki de.
Olduğumuz ve olmak istediğimiz ya da olduğumuz ve olmak istemediğimiz arasındaki varoluşsal çatışmalarımızda tam anlamıyla bir
Okuma günlüğümde bugün neler var ?
Hayırlı Geceler kitap bozkurtları..
Bu Akşam size oldukça farklı ama bı o kadar da tanıdık bir eserden bir kitaptan pardon defterden söz edeceğim.. Bu uygulamayı açmamdaki sebep ve hikmetlerden biri de okuduğum kitapları not etmek kaç günde okudum bana neler hissettirdi bı başkasına tavsiye eder miyim onu görmek içindi. İşte bu defterde hepsi ve daha fazlası var. Şiddetle tavsiye ederim kendinize çocuğunuza sevdiklerinize ahh keşke kitap okusa dediklerine alın hediye edin.. emin olun okuma keyfiyet ve kemiyetiniz ziyade olacaktır.. Okuma disiplininiz de artacaktır..
Huzurlu geceler canlar..
Esenlikle kalınız efendim Allah'a emanet olunuz
72 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba Sevgili 1000K Kullanıcıları,
Başta belirtmek isterim ki bu bir kitaba inceleme yazısı değildir. Bu kitaba inceleme yazmak beni aşar. Zaten daha önceden inceleme yapmış olduğum bir yazarın farklı bir kitabına inceleme yazmak gibi bir âdetim yok. Eğer göz atmak isterseniz diye bakınız; #99736032
Çünkü söylemek
Selam dostlar
Nihan Kaya’dan İyi Aile Yoktur’un yorumu ile geldim.
Belki ismi biraz iddialı ve belki de kimine göre itici. Biz her ne kadar iyi ebeveynler olduğumuzu düşünsek de farkına varmadan, “yavrumuzun iyiliği” için yaptığımızı düşündüğümüz, ve istemeden de olsa o miniklere zarar verdiğimizi baştan kabul etmek; sorunun çözümü için atılan
İki güçlü kadın, İki acı dolu yaşam...
Uzun süre etkisinden çıkılamayacağına emin olduğum bir kitapla geldim: Bin Muhteşem Güneş. Düşüncelerimi, hislerimi tamamen aktaramayacağımdan kuşkum yok. Spoiler uyarısını vererek başlamak istiyorum.
Kitap 430 sayfa olmasına rağmen sizi içine öyle güzel hapsediyor ki, başladım ettim diyene kadar bir bakmışsınız ki gözyaşları içinde sonunu
Romanımızın kahramanı yaşlı bir gazetecidir. Doksanıncı yaş gününü kutlamaktadır. Bu yaşına kadar aşık tatmamış, parasını ödemeden de hiçbir kadınla birlikte olamamıştır..
Bekaretini kaybetmemiş, el değmemiş genç bir kız ile birlikte olabilmek onun için bu yaş gününde en güzel armağan olacaktır.
Bu niyetle yakından tanıdığı genelev patroniçesini arayarak isteğini söyler. Aradığı özelliklere sahip kızı ziyarete gittiğinde kızın uyuduğunu görür. Onu sadece seyrederek geceyi geçirir. Birkaç kere daha gördüğü kızla buna benzer geceler yaşar. Bu genç kıza karşı bu güne kadar hiç kimseye duymadığı duygular hisseder. Aşık olmuştur. Yaşamak daha anlamlı ve güzeldir şimdi. Huzurlu, mutlu ve heyecanlıdır artık. Gazeteye yazdığı makaleler daha canlı ve konuları aşktır. Hayalinde hep o kız vardır. Kız şu an ne yapıyordur diye gün boyu hayal eder.
Aşkın bir insanın yaşantısını nasıl etkilediğini gösteren bir roman. Aşkın, bir insanda olması gereken tüm güzel duyguları açığa çıkarma gücünü bu kitapta görmek mümkün.
Beni rahatsız eden tek şey ise gazetecinin aşık olduğu kızın sadece On dört yaşında bir kız çocuğu olmasıydı. Doksan yaşında yaşlı bir adamın on dört yaşında bir kız çocuğuna karşı duyduğu ilginin adı aşk olamaz. Bunu okuyucuya aşk olarak sunmak ne derece doğru anlamak güç . Yaşlı adamın , kız çocuğuna duyduğu ilginin sapıkça duygudan başka bir şey olmadığını düşünüyorum. Bu durumun her okuyucuya itici geldiğini , bir o kadarsa rahatsız edeceğine inanıyorum.
Herkese Merhaba
Beyaz Geceler : St. Petersburg'da mayısın son haftası başlayıp Temmuz ayının 15'ine kadar devam eden, geceleri havanın bir türlü kararamaması olayına verilen isimdir. Sanırım okurken isteriye yakalanmama ramak kalan bu insanlar yüzünden, güneş bile doğup doğmamakta okadar zaman muallakta kalmış.
Öykü özürlü olduğumu her daim dile getiririm, sevmiyorum, sevemiyorum öykü okumayı. Dostoyevski kaç kitaptır sabrımı sınıyor bu kronolojik sıralamada, usta geç artık şu tuğlalara birak bu yarım yamalak öyküleri dedim okurken kendi kendime.
İnsancıklar, Öteki, Ev sahibesi ve şimdide Beyaz Geceler hep bir aşk üçgeni üzerinden gidiyor ya hu birinde de erseydin muradına da biz okurlarında bir kerevete ermenin tadını çıkarsaydık ama yok hep sevdiğini kendi elleriyle başkasına veriş var, acaba diyorum hakikaten hayatinda böyle bir durum mu yaşadı
Bu kitapta Beyaz Geceler, Başkasının Karısı, Noel Ağacı ve Nikâh, Haysiyetli Hırsız ve Yufka Yürekli öyküleri bulunuyor. Aslında bakacak olursak hepsi birbirinden güzel öyküler, zamanın toplum yapısını en iyi şekilde ifade ediyorlar. Öyküler icerisinde en beğendiğim Başkasının Karısı oldu. Sanirim Rus'ların toplum yapısını adından da anlaşılacaği gibi bu öykü yansıtıyor. Her koca karısından şüpheleniyor çünkü adamlar haklı, evde sadece karisi ve kendisi oldugunu dusunurken yatağının altindan iki adam daha çıkıyor, adamlar sonra bir bakıyor aaaa başkasının karısı.
Bu kronolojik okumada neyseki öykü kitaplarının bitmesine az kaldı az daha sabır
Herkese keyifli, huzurlu akşamlar Hayirli bir Ramazanlar diliyorum
Merhabalar, bugün Muhit dergisiyle ilgili bir iki kelam etmek istiyorum.
Dergi okumaya 10 yaşında Bilim Çocukla başlayan bendeniz, 14'te Bilim ve Tekniğe transfer olmuştum. Sonra lisede edebiyat dersine olan sevgim ve duygu durumumdaki bazı değişiklikler sonucuyla alan değiştirip, edebiyata yönelmiştim. Takip ettiğim dergi sayısı beşe ulaşınca bilimi bırakıp iyice kafayı edebiyat dergileriyle bozmuştum ki aşıksanız eğer edebiyat daha çok sarıyor djfbdjxns. Yakın zamana kadar İtibar dergisini çok beğenerek takip ederdim lakin yayın hayatına son verince başka bir şey okumamıştım.
Yakın arkadaşımın tavsiyesiyle aldığım Muhit sanki İtibarın aynısı gibi, kapak tasarımı, iç duzeni, yazarları vs. O kadar sevindim ki anlatamam. Bir dergi nasıl olmalı işte böyle. İçinde şiir, öykü, yazı, kitap tanıtımı ve her ay yer ayırdıkları bazı dosyalar var. Bu ay Türkistan konulu olan özel dosya da dergiyle tanışmamız adına pek hoş oldu :)
Eğer dergi okumayı seviyorsanız Muhit'e mutlaka bir şans verin derim.
Huzurlu mutlu geceler.
