Huzursuz değilim işte, bunu biliyorum. Sebebi de basit aslında. Kendi hakkımda bir şey bilmiyorum ki huzursuz olayım? İnsan kendisini tanımaya başladıkça huzursuzlukla tanışır, insan kendisini keşfederken acıya dokunur.
Hiç şüphesiz şeytani bir ruhun icadı olan cehennem fikri de, bu türden bir karışıklığın, birbirini yalanlayan ve çürüten iki farklı korkunun karışmasının bir ürünü olmalı.
Ben ise, hayata ürkekçe bir nefret duyduğum halde, ölümün karşısında büyülenerek dehşete kapılıyorum.* Belki başka bir şey olan bu hiçlikten çekiniyorum, hem hiçlikten hem de o başka şeyden ürküyorum; adeta ölüm hiçliği ve dehşeti aynı anda bünyesine sığdırabilirmiş, tabutuma bir bedeni olan bir ruhun sonsuz soluğunu hapsedeceklermiş, adeta ölümsüz bir şeye, hapsederek azap çektireceklermiş gibi. Hiç şüphesiz şeytani bir ruhun icadı olan cehennem fikri de, bu türden bir karışıklığın, birbirini yalanlayan ve çürüten iki farklı korkunun karışmasının bir ürünü olmalı.
* Ya da: Sevmekten kendimi olamadığım hayatla, cazibesinden korktuğum ölümün arasındayım işte.
Sayfa 225 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 168 H.K. Başlangıç metniKitabı okudu