“ ilacın sendedir de farkında olmazsın,
Derdin de sendedir fakat görmezsin,
Sanırsın ki sen sade küçük bir cisimsin
Oysa sende dürülmüş en büyük âlem .”
Hz. Ali (r.a)
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir:
"...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Hz. Ali (r.a) yiğit ve cesur bir sahabi olması yanında büyük bir alimdi. Onun Kur'an ve sünneti en iyi bilen sahabilerden biri olduğunda ittifak edilmiştir. Nitekim Efendimiz (s.a.v) onu Yemen kadısı olarak tayin etmiştir. Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer gibi büyük sahabiler (r.anhüm) dahi fıkhi meselelerde ona sorular sormuşlardır. Hz. Ömer (r.a) onun hakkında "Görüşünde ve hükmünde en isabetli olanımız Ali'dir" buyurmuştur.
Kaynaklarda aslını bulamadığım fakat Hz. Ali (r.a)'ye izafe edilen bir söz vardır. Hz. Ali (r.a), oğluna: "Kim gibi olmak istersin?" diye sorunca, oğlu O'na: "Senin gibi olmak isterim" cevabını vermiştir. Bu cevabı alan Hz. Ali (r.a): "Hayır. Benim gibi olmak isteme! Modelin ve rehberin, Resûlullah (s.a.v) olsun. Benim gibi olmayı hedeflersen, belki de bu hedefine ulaşamazsın. Fakat Resulullah'ı kendine model alırsan, belki de Ali (r.a)'den daha üstün biri olabilirsin" demiştir.
Bir insanın ufku ne kadar geniş ve hedefleri ne kadar büyük olursa, hedeflerine ulaşmak için yapacağı hazırlıklar da o derece geniş kapsamlı olacaktır.
İlim ve hikmette imam olan Hz. Ali (r.a) demiştir ki: "Eğer el-hamdü lillah sözünü açıklayarak bir deve yükü kitap yazmak istesem, bunu yapardım."
işin içyüzü şudur: el-Hamdü lillah (bütün hamdler Allah'a aittir), ifadesi bir övgüdür. Bu övgüde pek çok şey vardır.
Övgü ile, kemâl ve yücelik sıfatları ortaya konur. Ayrıca övülen kimseden kusur ve ayıplar uzak tutulur. Bu övgü ile yüce Allah'ın zâtını idrak etmekten âciz kalındığı itiraf edilir. Yine bu övgü ile, bütün kemâl ve üstünlük sıfatlarının sadece yüce Allah'a ait bulunduğu ve O'nun bu sıfatlarda tek olduğu ifade edilir.
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1)
Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine