Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Akıcı, başlayınca bırakmamacasına okunuyor. Hz. Süleyman devri ve şimdiki Kudüs paralel anlatılıyor. Hz. Süleyman ve dönemini okurken, günümüzde bir yahudi kız ile filistinli müslümanın aşkını da okuyoruz. Aşkın tanımlarıyla bezeli, anlatımı güzel, tavsiye ederim.
Hz. Muhammed'e olan aşkın vücut bulmuş hali Vesilet'ün Necat. Süleyman Çelebi bu mevlidi kaleme alırken gerçekten gönül ateşinde pişirmiş beyitlerini. İskender Pala da güzel bir çalışmayla Mevlid-i Şerif'i bize sunmuş. Allah ikisinden de razı olsun.
Hz Adem ve Havva'nın cenneti yitirmesi ile başlayan insanlığın yolculuğunu, peygamberler üzerinden anlatan, içinde araştırılması, öğrenilmesi gereken kavramlarla dolu, edebi, bilgilendirici ve elbette düşündürcü harika bir kitap. Yavaş yavaş sindire sindire okumak gerekiyor bence, acele etmeden, her cümlenin, her paragrafın manasını içselleştirmeye çalışarak okumalı ki kitabın değeri anlaşılsın. Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz Yusuf, Hz Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yahya, Hz. İsa ve Hz. Muhammed (aleyhumusselam) başlıkları altında diğer peygamberlerden de söz ederek insanlıktan bir medeniyet nasıl doğar, nasıl gelişir, ne gibi kritik nokta ve aşamalardan geçeri peygamberlerle birlikte anlatan yazar bir nevi cenneti yitirmiş insanın tekrar cennete dönüş yolculuğunu anlatıyor.
Nurdan Damla yine bizi başka bir yolculuğa çıkarıyor. Yine sırlı diliyle bizi bu sefer Hz. Süleyman'ın zamanına götürüyor. Dünya'nın ne kadar boş olduğunu gercek zenginliği Allah'ı bulmak olduğunu anlatıyor.
Yazarın Hz. Hatice ve Hz. Zeyneb ile ilgili kitaplarını okuduktan sonra acaba bir sonraki kitabı nasıl olacak diye düşünmüştüm....Şimdi görüyorum ki yine beklediğime değmiş...Açıkçası Hz. Süleyman hakkında hiç bilgim yoktu ama hem verilen bilgiler, hem de anlatımın sadeliği, akıcılığı öyle güzel ki.....şimdi sırada ne var diyorum:)
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Sürükleyici bir macera kitabı olmasına karşın çok yavan ve basit gündelik dil kullanılmış.Konu itibariyle hoşuma gitti.Eskişehirde tarihi eser kaçakçılığı ve dönen olaylar üzerine kurgulanmış.Bir yanda tapınak şövalyelerinin maceraları ve kayıp tabloyu aramaları üzerine gelişen olaylar bir yanda günümüzde bu tablonun kaçakçıların eline geçmesi ile gelişen polisiye tadında bir serüven.Bu tür kitapları daha usta yazarlardan okumak gerekli bence.
Özellikle, Yahudilerin dünya ve Müslümanlar üzerinde kurduğu derin savaş, konu edilerek yazılmış olan eser; en üst düzey gizlilik etiketine sahip istihbarat dosyalarından biri ve Kurt Soyu'nun sır emanetleri kaynak alınarak kurgulanmış...
Hz. Davud'un kılıcının konu edildiği ve Topkapı Saray'ında bulunan bakır kitabedeki sırrı çözmeye çalışan Ahmet, Ak Kurt ve Kızıl Kurt'un yaptıkları araştırmalar, onları hem tehlikeye yaklaştırıyor, hem de arkalarındaki güç ve destek ile başarabilme isteklerini daha da kamçılıyordu...
Bu kitabede yazılan sır onları Hz. Süleyman'ın kayıp Kutsal Sandık diye bilinen ve özellikle bütün dinlerin hemfikir olduğu kıyamet öncesi kehanetlerin gerçekleşmesi, ve sandığın gücünü eline alacak olan milletin ve inancın daha da muzaffer olacağını biliyor, bu sırrı çözmek için hayatları pahasına uğraşmaktan çekinmiyorlardı...
Yahudiler ise; Hz. Musa'dan sonra kendilerine miras kalan bu sandığı bulmak için ne gerekiyorsa onu yapmak için masum kanı dökmeye devam ediyor, terörü destekliyor ve tüm dünya ise sadece seyrederek, sessiz kalarak cevap vermeye devam edecekti... Ta ki, kılıcın sahibi olan Hz. Mehdi gelene kadar...
Yazarın kurgusu çok anlaşılır ve sade. Geçmiş ve güncel olaylar bir arada...Kitabı okurken yazarın da bu Kurt Soyu'ndan olduğunu düşünmekten kendimi alamadım...
Yazarın bir sonra ki eserini merakla bekliyorum...
255 syf.
10/10 puan verdi
Aşka dair okunabilecek en güzel kitaplardan biri... Yazarın zengin edebiyatını her sayfada hissediyorsunuz, farklı bir çok ismi barındırıyor: Camus, Hegel, Kafka, Montherlant, Nietzche, Dostoyevski, Mevlana, Eflatun, Pedro Almodovar, Descartes, Kierkegaard, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, İbn Arabi, Fuzuli, Empedokles, Hz. Muhammed, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yusuf... Yazar aşkla ilgili bir kitapta en az birinin anılmasının farz olduğu bir çok efsaneyi bir araya getirmiş: Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Samson ve Delila, Salome, Şeyh-i San'a'nın hikayesi, Markissos ile Ekho, Adem ile Havva... Aşkın aslında kişinin kendisiyle ilgili olduğunu, maşukun etkisiyle başlayan ama bir noktada aşıkla maşukun birbirine karıştığını, sonunda kendinden arınmayı...
87 syf.
·
Puan vermedi
Geceleri ufak kardeşime okumak için aldığım bu kitap bana da çok iyi geldi. Zarifoğlu bu kitabında Yürekdede Hasan ve Ayşe Nine'nin sıcacık, yüzümüzde tebessüm bırakan diyaloglarıyla insanda güzel duygular bırakıyor. İslami unsurların ağırlıklı olduğu bir kitap olduğundan Arapça kelimeler geçiyor. Bu kelimeleri görmezden gelirsek sade ve akıcı bir anlatımı var.
Zarif adam yine güzel anlamlar yüklemiş. Kısa bir yerde günümüzde eski isimlerin yerine Gök, Kaya, Taş, çiçek miçek isimleri konulmasını dile getirmiş. Sadece kendi çıkarımız için karşımızdaki insanın durumunu görmemez den gelmemeliyiz. Her halimize şükretmemiz gerektiğini, yapılan iyiliğin er ya da geç bize geri döneceğini göstermiş. Paylaşımcı olmamız gerektiğini vurgulamış.
Kitabın sonunda Hz Süleyman'la Kirpi ve Köyümüze Yağdı Karlar adlı iki ufak hikaye daha yer alıyor.
Konusu Yürekdede'nin pazardan bir deve alması sonrasında ise Ayşe Nine ile yaylaya gitmek için çıktıkları yolda padişah ile karşılaşmaları ve sonrasında olanları anlatıyor.
Hz. Süleyman ve Kirpi de ise Kirpinin yavrusu üzerinden merhamet konusu ele alınmış.
Köyümüze Yağdı Karlar da ise Allah'a unutup piştiye, oyuna dalan köylülerin karda kalıp başları sıkışınca imam Ali'nin onları nasıl hizaya getirdiği anlatılıyor.
Cahit Zarifoğlu yazdıysa, ne olursa olsun okuyalım. Anlamaya çalışalım. Keyifli okumalar dilerim.
Konu olarak iyi seçilmiş fakat edebiyat olarak çok zayıf bir kitap. Aynı cümleleri tekrar tekrar okumak kitabı okumayı hızlandırdı çünkü atlaya atlaya okuyacaksınız. Bi kitaptan çok hikaye kitabı edası vardı.
Beyan Yayınlarının hazırladığı " Gülücük Çocuk Kitapları " serisinin yazar " Cahit Zarifoğlu " tarafından kaleme alınan " Yüreklidede ile Padişah " da üç farklı hikaye bir dedenin Padişah'la karşılaşması,Hz.Süleyman'ın Kirpisi ve bir kısa hikaye anlatılıyor.
Büyükler için bir devre ( öğün ) arası " atıştırma " niyetine,çocuklar için ise bir " alıştırma " niyetine bu kitabı tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
109 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı yeni bitirdim ve hemen inceleme yazmak istedim..Sonlara doğru yaklaşırken mühür konusunda çok da ayrıntılı birşey yazılmamış aslında derken yazar altın vuruşu yapmış son sayfalarda açıkçası.. önce alıntı eklemeyi düşündüm fakat bu kitaba ve yazara haksızlık olurdu.. ve konu hakkında gerçekten merak edenlere bir de tabii ki..
Yazarın okuduğum üçüncü kitabı sanırım..yine okuyucuyu sıkmadan kaynaklara dayandırarak rivayet ve söylentilere çokta kulak asıp sayfa sayısını çoğaltmadan ve altın vuruşlu marifet kokan yorumlarda bulunarak güzel bir tad bıraktı bende.. Peygamberlik soy ağacı ve dönemleri algılama adına birkaç araştırma yaptım yapmasına da keşke yaşadığı mekanları ziyaret etmeden okumuş olsaydım demeden de edemedim..
Yahudilerin King Solomon ve King David olarak sapıkça inançla bildikleri ve peygamber kabul etmedikleri iki peygamber hz Davut ve Hz.Süleyman.. onların nazarında sadece kral yani.. Mescid -i Aksa nın batı duvarı ( ağlama duvarı ) Hz. Süleyman'ın cinler ve insanların ortak çalışarak yaptığı mabedinin son kalıntıları..
Kudüs'ü anlamak için ilk önce hz.İbrahim den başlamak lazımmış..yani ilk urfaya gitmek..
sonrasında da bu kitabı okumanızı tavsiye ederim..Mühr-i Süleyman yüzüğü konusunda iç içe geçmiş iki üçgen çoğunluk olarak masonik bir simge sayılsada çokda önyargıyla bakmamalı.. Zaten Ra'nın gözünün hipofiz bezinin beyindeki yerinin dikey kesiti olduğunu okuduğumdan beri semboller ve önyargılı düşüncelerimde de devrim oldu sayılır..
okumaya değer..isteyenlere iyi okumalar diliyorum şimdiden..
