Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üşüyorum..
Üşüyorum, içim sıcak dışım soğuk Sanki yıldızlardan düşüyorum Konuşamıyorum sesim boğuk Buz kesmiş nefesim, üşüyorum Sıra dağlar olmuş sanki koca devler Yürüyorum karşıma çıkıyor evler Evlerin penceresinde yalın alevler Geçmiyor yürüyesim, üşüyorum Gece sessiz, gece karanlık, Puslu şimdi hava, isli-dumanlı Anılar düşüyor aklıma bir anlık Keşke diyor iç sesim, üşüyorum
Raskov.
Raskov.
Neredeyse 1 haftadır yazmaya çalıştığım şiirim nasıl olmuş, yorumlayın.
                                 UFUKTAKİ SEN Karşımda güneş batıyor ufuktan Güneşin rengi denize dağılıyor Rüzgarlar esiyor başka diyarlardan Kulağıma hafiften bir sesin tınısı geliyor Herkes güneşin batışı izlediğimi sanarken Oysa Seni
Reklam
Zemheri karanlık
'Yatağımın üzerinde oturup dizlerimi göğsüme çektim. Özlemin kokusu sardı yine etrafımı ama bu defa ağlamayacağım. Söz verdim kendime, "artık ağlamak yok" diye. Sanırım bu kendime verdiğim en aptalca sözdü. Tutamayacağımı biliyorum çünkü. Çarşafın çiçekli desenlerini göz hapsine alırken yine geçmişimi sorguladığımı fark ettim. Hiç bir suçum olmadığı halde, bu kadar acı… bu hiç adil değil. Zaten dünya ne zaman adil oldu ki? Üzgünüm, birazda mutsuz ama en çokta kırgın. Ağlamayacağım demiştim değil mi? Bak yine tutamadım verdiğim sözü. Yine göz yaşlarımı benden habersiz firar etti. Şu başına buyruk duygularımı bir türlü dizginleyemedim zaten. Yine konuşmaya ihtiyacım var ama ben yine yalnızım.' Tamda bunu düşünürken iç sesim devreye girdi... "Kendin seçtin bu yalnızlığı şikayet etmeye hakkım yok." "Evet" dedim sessizce ve ekledim "şikayet etmeye hakkım yok"
Esina Mavi
Esina Mavi
Sen
Sen ; Nasıl da öyle bir anda , geriverdin hayatıma. Aştın , Ne kadar aşılmaz duvar varsa Evet , öyle bir anda Pencereler açtın karanlık odamda Aydınlandım , ısındım sıcağında Gülüşlerim , iç çekişlerim oldun. Sesin huzur oldu , en huzursuz anlarımda Öyle ki ; bir ‘merhaba’ yetti günümü aydınlatmaya Bilemezsin , Nasıl da alıştım hayatımda olmana Günlerimi sevinçle kuşatan Gülüşün , bakışın , sesin yoldaş oldu bana G i t m e , sen hep kal yanımda
AlegriA
AlegriA
Bazı Geceler
Bazı geceler vardır, insanın konuşma hakkının elinden alındığı. Tek başına ve ne yapacağını bilemez bir haldeyken olur çoğunlukla bu. İçindeki- hayır beynindeki değil içindeki- binlerce şey sınırları parçalayıp çıkmak ister, ama söz vermiştir bir kere doğaya- kendi doğasına. Soğuk ve şekerli bir dünyada kalsaydım keşke diye düşünür, bazı
Sabah saat 10 sularında TREN GARI önünde toplanan ve demokratik bir hakkı kullanmak isteyen topluluğa yönelik saldırının kim ya da kimler tarafından yapıldığını hemen bilmek mümkün değildir. Ancak patlayan bombalar; Bilinmelidir ki yüksek kardeşlik bilincimize, dostluğumuza, geleceğimize ve vatanımıza yöneliktir. Şiddetle kınıyorum, elbette kınamak tek başına yetmeyecektir. Demokratik bir tepkinin bile kabul edilemediği koşullar karanlık bir zorbalığın habercisidir. Bu karanlığı ve zorbalığı dört gözle bekleyen KARANLIK GÜÇLER ANKARA'YI karartarak amaçlarına ulaşmak mı istemektedirler. Çünkü demokratik bir yol olan seçimlerin yapılamaması ya ülkemizi bir iç savaşa yada Anayasa'yı askıya alabilecek bir sürece hızla sürükleyebilecektir. Seçimlerin yenilenmesi isteği Ülkemizi karanlık bir döneme yöneltmiş ve kardeş kavgasını hızla artırmıştır. Halkımız sağduyuyu elden bırakmamalı ve başımıza örülmek istenen çorabı yırtıp atmalıdır. ZOR GÜNDE KARDEŞLİK BUNU GEREKTİRİR.
Reklam
Georg Trakl: üzerine bir inceleme.
georg trakl: empresyonist, ekspesyonist şair. Trakl ıstırabın şairidir. Acılarla dolu bir yaşam sürmüştür. Trakl’ın şiirlerinde kullandığı öğeler, imge ve kelimeler nasıl bir karanlığın içinde kaldığını gözler önüne serer. Trakl’ın şiirlerine baktığımızda: yalnızlık, ölüm, çürüme, karamsarlık konularını içinde bulunduğu depresyon haliyle
Gérard de Nerval: üzerine bir inceleme.
Düş ile gerçeği tekleştirerek sürrealizm, romantizm ve sembolizm akımlarına öncülük etmiş nevrotik sanatçı. Hem şair, hem oyun yazarı, hem de seyyahtır. Oryantalizm’e arka çıkan ilk avrupalı seyyah. Fransız seyyahlar: la martine’in , flaubert’in, gautier’in, andre gide’nin doğu geleneğini sadece egzotik bulup kimlik olarak aşağılamayı tercih eden
İlk öykü denemem :) Yorumlarınız değerlidir benim için
TURUNCU Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Tamirci Çırağı
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
Reklam
Bir ruhta aynı anda iki şey görülür ayrıca, Gökyüzü - uyanan sulara renk veren Ve balçık - iç karartan dibi oluşturan, iğrenç, karanlık ve uyuyan. (Victor Hugo, les Ondines.) Plumkett
Varoş Çıkmazı Okurlarıyla Buluştu
Varoş Çıkmazı
Varoş Çıkmazı
Kitap Konusu 👇 Varoş Çıkmazı bir gecekondu mahallesidir. Sakinleri eğitimsiz ve yoksuldur. Mahalleye Boğazkesen adında oldukça esrarengiz bir adam gelir ve bu varoşların yaşayış şekline tezat, saray gibi bir ev yaptırır. Gecekondu mahallesi manzarası olan bu saray, gizemliliğiyle mahalleye korku salar. Mahalleli bu esrarengiz adama akıl erdiremediği için onun hakkında bir sürü ürkütücü hikâye uydurur. Yüzünü göremedikleri Boğazkesen’den korkar ve onun gizemli kurallarına itaat ederler. Varoşların efendisi Boğazkesen’in, bu mahalleyle ilgili sanılanın dışında bir hesabı ve bu varoştaki insanlara yaşattığı her şeyin bir sebebi vardır. Bu karanlık beynin dokunduğu her insanın hikayesi yeni olaylara ve Boğazkesen’in karmaşık iç dünyasına yolculuktur. Boğazkesen azılı bir psikopat mıdır, yoksa bu insanlara unuttuklarını hatırlatmak için gelen bir idealist mi? Kitabı satın almak için 👇 m.kitapyurdu.com/index.php?route...
BELGESEL MERAKLILARI DOLUŞUN!
Sevgili https://1000kitap.com/Nordavind 'nın önerisiyle daha çok okurun yararlanması için belgesel önerilerimi bir iletide toplamaya karar verdim. İşte naçizane önerilerim: *Kapitalizm sisteminin nasıl işlediğini, nasıl kandırıldığımızı, tüketime zorlandığımızı anlatan çok güzel bir belgesel: THE LIGHTBULB CONSPIRACY *Kapitalizm ve şirket
Zinanın kucağına düşen, çırpınan ve merak eden ahir zaman gencine
Zinanın içine batmış kardeşim sen de gel... 😪 Bak neler konuşacağız seninle?! 👍🏻 Destan gibi yazdığıma bakma hepsinde " sen" için içlenme var.. Toplum ayıpladı mı  seni? 🥺 Hatırlar mısın?: (Affınızı umarak) "Lan sen daha milli olmadın mı?  🥺Tecrübesiz olursun bak ha! Kadınlar seni küçümser, ne beceriksizsin oğlum! 🤨Bir keklik
Japon Sineması
Aslında komple Uzakdoğu Sineması başlığı altında inceleyecektim fakat çok geniş bir coğrafya ve kültür alt yapısı olduğu için, düzinelerce metin yazmak gerekebilirdi, bunu ne benim yazmaya zamanım, ne de sizin okumaya zamanınız olmayabilirdi, bu sebeple içlerinden Japon Sinemasını kendime hedef belirleyip, onu işlemeye karar verdim, zaten uzak bir
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.