Halil Cibran'dan kısa bir hikâye: “Bir istiridye, yanındaki başka bir istiridyeye, 'Çok acı çekiyorum, içimde dayanılmaz bir ağrı var, tahammül edemiyorum' demiş. Öbürü halinden memnun ve umursamaz bir şekilde şu cevabı vermiş: Denizlere şükürler olsun, ne ağrım ne sızım var, hem içim hem dışım o kadar sağlıklı ki!’ O sırada yanlarından geçen ve bu konuşmayı kulak misafiri olan yengeç umarsız istiridyeye dönerek şunu söylemiş, ‘Dostunun ağrısı taşıdığı muhteşem inci sebebiyledir. >>
"Sen nerede oturuyorsun amca? Hep seni burada görüyorum, şimdi aklıma geldi, merak ettim." "Her yer benim evim, bir orada bir burada. Burası da her gün nefes aldığım yer kızım, çok üzülüyorum." "Neye üzülüyorsun?" "Gençlere, insanlara, hayvanlara, dünyaya be kızım." "Neden?" "Çok
Reklam
Benim işim gücüm kendimi incelemek: Yapacak başka işim yok zaten. Bakıyorum da öyle çürük taraflarım var ki söylemeye zor varıyor dilim. Sağlam oturaklı neyim var? Her an sendeleyip düşebilirim. Gözlerim bir şöyle görüyor, bir böyle. Açken başka adamım sanki, yemekten sonra başka. Keyfim yerindeyse, hava da güzelse kötü kişi değilim: Ama bir nasır canımı yakmayagörsün, asık suratlı, aksi, yanına yaklaşılmaz bir adam olurum. Aynı atın yürüyüşü bir rahat gelir bana, bir rahatsız; aynı yolu bir uzun bulurum, bir kısa; aynı biçim bir hoşuma gider, bir zıddıma. Bir gün her işe yatkınım, bir başka gün hiçbir şey gelmez elimden. Bugün sevindiğim şeye yarın üzülebilirim. İçimde durmadan değişen, ele avuca sığmayan bir sürü duygu. Kara kara düşünceler, derken bir öfke; ağlamaklı bir haldeyken birdenbire taşkın bir sevinç. Kitapları karıştırırken bakarım dün içinde türlü güzellikler bulduğum, okudukça coştuğum bir yer bugün bir şey demez olmuş bana: Eviririm, çeviririm, orasını burasını okurum, nafile: O sayfalar boşalmış, yabancılaşmıştır artık benim için.
Sayfa 102Kitabı okudu
Gölge etmeyin, başka ihsan istemez...
Sanki dünya soğuduğundan beri üzerindeyim. Pangea ayrılırken diğer parçada kalmış sanki evim... Şimdi okyanusa küfrü bassam, duyulur mu diğer kıtadan? Yorulduysam suç mu yaşamaktan? Kırık cam teorisinin deneme sürüşü gibiyim... Bir iki camımız kırık diye, Bunca hunharca darbe revâ mı haktan? Tembelim, kabul... Dağın başı bana gelsin isterim,
Susuz kaldım bu yaman çöllerde ben senden sonra istemem başka suyu içmem kana kana ben oyle bırak kurusun icim Dışım bırak kalsın sensiz öylesine yarım ve halsizim ki aramıyorum o en gürültülü şuursuz kahkalarimi sevmeyi de nerden baksan unuttum gibi sende öğrenmiştim ben bir çok şeyi kendimi bulmuştum belkide ya şimdi sensiz sahi ben neredeyim?
Evet, öyleyim ven. İçime başka, dışıma başka bakan gözlerim, her nabza ayrı şerbet sunan türlü çeşit yüzlerim var. Huzursuzun, yalancının tekiyim.
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
535 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.