İçim dökülüyor önümdeki bardağa,masaya ve halıya
Gözlerim asıyorum avizenin sahte elmazlarına,asma tavana,uzaya
tabiki bunların seninle hiç bi ilgisi yok değil
Hanım çantası çiçeği vardır, bilir misiniz? İçi dosdolu kocaman yuvarlak bavul gibi. İşte gözlerim ağlamaktan hanım çantası çiçeği gibi. Bir posta da eve gelince ağladım. Gene olsa gene ağlarım.
Çok tartışıldı, yazıldı, çizildi. Biliçaltı ajıtasyon dediler, savaş sahnelerini eleştirdiler. İdeolojik reklam, basit olmuş, duygu sömürüsü, çok
Yokluğun buz gibi soğuk
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Odamın perdelerinden içeri girmeye çalışıyor ay. Başımı çevirince, sertçe kesilip fırlamış bir tırnak parçası gibi görüyorum onu. Hemen gözlerimi kapatıp yastığın altına saklanıyorum. Sabah olmak üzere, bir an önce ayakkabılarımı görmek istiyorum.
Üç ay oldu ayakkabılarımı giymeyeli. Dolabın üzerinde duruyor pembe ayakkabılarım. Bağcıklarını
Hasan gibi sevmek
Burada yazdığım hadise gerçek bir olaydır ethem cebecioğlu hocanın bir konuşmasından alıntıdır ses kaydı mevcuttur. İnanıp yada saçma bulmak tamamen size bağlı beni son zamanlarda en etkileyen hadiselerden biri olduğu için sizlerle de paylaşmak istedim uzun ama okumanızı tavsiye ederim;
''bizim ankara'da hasan diye delikanlı
BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL
Yüreğime sığmıyor artık bunca hezeyan
Yerlere dökülüyor bildiğin gibi değil
Mutluluk diye ektim filiz verdi bu hüsran
Ciğerim sökülüyor bildiğin gibi değil
Uçurumlarda gönlüm düştükçe de düşüyor
Rüzgarlar sıcak esse bile içim üşüyor
Ufukta koca güneş sanki hüzün ışıyor
Ümidim yıkılıyor bildiğin gibi değil
Düğüm düğüm içimde kalıyor yediklerim
Koşa koşa kaçıyor bütün istediklerim
Lime lime doğranmış, sızlıyor kemiklerim
Etlerim çekiliyor bildiğin gibi degil
Adın Uğur, bahtin karadan daha kara
Kaderin harlı ateş, bedenin dersen çıra
Zamanı yük almışsın, gecede ışık ara
Günlerim yakılıyor bildiğin gibi değil.
09-05-2018
Uğur UKUT
Yeni hüküm güncellemesi.
Siz Müslümanları yobaz sanıyorsunuz ama biz hepimiz ictihad ediyoruz. bugün bizzat şahit oldum :) öğlen bir mevzunun caiziyeti hususunda bir abla ile muhabbet ederken bana "gece yattığnda kalbini rahat bırakan her iş helaldir." dedi :) bende "Öyle bir şey olur mu canım, bir yaparsın rahatsız eder, iki yaparsın rahatsız eder, üçüncü de etmez, niçin ?
Çünkü ortada rahatsız olacak bir kalp kalmaz. Aklıselim olsak bile tek başına o yeterli değil. Hükümler keyfileşir bunu esas alırsak suan avamin genelinde aklıselim kimse bile olmadığına göre Neyin cevazi bu ? Dayanagin nedir " vs vs önemli önemsiz birşeyler geveledim.
Kalpteki süveyda çoğaldıkça böyle böyle genişletiyoruz sınırları haddimiz olmayarak. Bunu hepimiz yapıyoruz. Bilmiyoruz. Bir hocadan (!) (Neyin hocası, kimin hocası) İki bir şey duyuyorsak ölene kadar onu savunuyoruz. Araştırma yok, hocalar mensupsa o iş helal oluyor. Bu size başka bir dini hatirlatmiyor mu ?
Niçin bu teslimiyet yanlış yapanlara var da doğruyu savunanlara yok. Nassı temel alarak konuşanlara hep muhalif olarak çıkan birilerini görürsünüz. Hurafeyi, israiliyyatı nerde dinde olmayanı temel alan olursa da ardında teslim bir kitle var. Ne çekiyor ?
Bir Eylül şiiri yazar içim,
Finaline hazan dökülüyor
yaprak,yaprak
Rüzgar da yoktu havada
Sanırım sebebi hasrettir
Yaprağı özlemiş olmalıydı şimdi toprak.
🫴 Hülya D.
"Bir kuş yüreğinin ucuna konmuştu.
Kovalamaya çalıştı.
Gönlün kanatları vardı zahir, uçup uçup duruyordu söz geçmiyordu.
Hangi yanımdan silkeleseler içim dışım gül kırığı, dökülüyor.."