Romanımızın baş kahramanı Tomris,eşinin ihaneti ve bu ihanetin açığa çıkmasıyla birlikte uyguladığı şiddet sonucunda ilk defa annesinin ona uygun gördüğü hayatı yaşamaktan vazgeçer ve kendi hayatıyla ilgili yepyeni kararlar alır.
Yeni bir hayatın bocalaması içindeyken
ailesine ait geçmişten gelen acı ve anılarıyla yüzleşme fırsatı bulur.
Beni en çok etkileyense ilgisiz,sevgisiz, kariyer aşığı,çocuğunun ihtiyaç ve duygularını görmeyen annesini ,çocukken çizdiği resimlerde "gözleri olmayan bir kadın" olarak çizmiş olmasıydı.
Acaba Tomris hayatını istedği yönde yeniden inşa edebilecek miydi?
Haksızlığa,ihanete,şiddete maruz kalan her kadının Tomris kadar gücü ve imkanı olmasını dilemeden geçemeyeceğim
Akıcı anlatımıyla severek okuduğum bir kitaptı.