İhtilal Sarhoşluğu
Balkan Harbi ile Birinci Dünya Harbine girişimiz arasında ancak 13 ay geçmişti ve ordunun düzenlenmesi, genclestirilmesi hareketinin, Osmanlı ordusu harbe girerken henüz bir yılı doldurmayan bir tarihi vardı. Fakat kadrolar değişmişti. Idare ve disiplin gelişmişti. Genelkurmay ve Harbiye Nezareti orduya hakimdi. Hele moral tamamen değişmişti. Bu ordu, artık bir yıl önce ve Balkan Harbindeki değildi. Bir taraftan orduda bu verimli gelişme hızla ilerlerken , diğer tarafta dünyanın ve Turkiye'nin kaderi üstünde kara bulutlar her gün biraz daha koyulaşıyordu. Dünya harbe giriyordu ve nihayet harbin kucağına sürüklendi. Şu kanlı, karanlık ve neler getireceğini önceden hiç kimsenin kestiremedigi Birinci Dünya Harbine( 1914-1918). Osmanlı Devleti de bu harbin çukuruna gözü kapalı sürüklendi ve o çukurda boğularak öldü. ( 29 Ekim 1914- 31 Ekim 1918). *Yeni Bir Ordu Ve Onun Görüşü
Sayfa 177Kitabı okudu
İh tilâ l Sarhoşluğu ihtilâl, âsi evlât gibidir. O bizim eser imizdir ama, bizim emrimizde değildir. Kendi kanunlarına göre yürür ve bizi tökezletebîlir. Hele ihtilâlin ardından savaş ve yenilgi gelirse, bu yenilgi ihtilâlin ya sonu ya da soysuzlaşması olur.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
İhtilal Sarhoşluğu
İhtilal âsi evlât gibidir. O bizim eserimizdir ama, bizim emrimizde değildir. Kendi kanunlarına göre yürür ve bizi tökezletebilir. Hele ihtilâlin ardından savaş ve yenilgi gelirse, bu yenilgi ihtilâlin ya sonu ya da soysuzlaşması olur.
“Allah yarattı, Allah yaptı” diyecek yerde, “tabiat yaptı, tabiat yarattı” diyen, “Allah” yerine “tabiat” kelimesini koyuvermekle her şeyi hallettiklerini, müspet düşündüklerini zanneden, bir inkılâp sarhoşluğu, mistisizmi, bir ihtilal sadizmi ve yıkıcılığı içinde kıvranan bu adamlar eskiden kalma ne varsa, iyi olsun kötü olsun, yanlış olsun doğru olsun, hepsini silip süpürmek, yeni bir dünya yaratmak sevdasında idiler.
Sayfa 35
..."Allah yarattı, Allah yaptı"diyecek yerde "tabiat yarattı, tabiat yaptı"diyen, Allah yerine "tabiat" kelimesini koyuvermekle her şeyi hallettiklerini, müspet düşündüklerini zanneden bir inkılâp sarhoşluğu, mistisizmi bir ihtilâl sadizmi ve yıkıcılığı içinde kıvranan bu adamlar eskiden kalma ne varsa, İyi olsun kötü olsun, yanlış olsun doğru olsun, hepsini silip süpürmek, yeni bir dünya yaratmak sevdasında idiler. Her şeyden ve herkesten şüphe... Amma kendi söylediklerinden asla şüphe etmeye kimsenin hakkı yok! Şüphe ettiğiniz takdirde inkılâp düşmanı, yobaz olursunuz. Yalnız gözünle gördüğüne inanacaksın! Aklın ermediği her şeyi inkâr edeceksin! Tam hayvanca bir idrak, daha doğrusu idraksizlik.
İnkılâpçı Aklı
... Garp'ın yeni buluşlarını, yeni hamlelerini takip etmeyen, sadece din, iman, maneviyat düşmanı düşünürlerin fikirlerini, ebedi hakikatlermiş gibi kabul eden bu "Kadrocular" "Akliselimciler"(!) müspet ilimciler, sonradan inkılâpçılar kadrosu haline gelmişti. İşte felsefe ve tarih hocası, münevverlere has bir fikir imtiyazı gibi tanınan bu "tabiat"çıların yetiştirmelerindendi. "Allah yarattı, Allah yaptı" diyecek yerde, tabiat yarattı, tabiat yaptı" diyen, "Allah" yerine "tabiat" kelimesini koyuvermekle her şeyi hallettiklerini, müspet düşündüklerini zanneden bir inkılâp sarhoşluğu, mistisizmi, bir ihtilâl sadizmi ve yıkıcılığı içinde kıvranan bu adamlar eskiden kalma ne varsa, iyi olsun kötü olsun, yanlış olsun doğru olsun, hepsini silip süpürmek, yeni bir dünya yaratmak sevdasında idiler.
Sayfa 34
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.