Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Eskiler ZAMAN'ı sığdıramaz,bizler ZAMAN'a
✓Allah kendisine 60 yıl ömür verdiği insanın özrünü kaldırmıştır. Yani mazeret gösterecek bir bahane bırakmamıştır. Çünkü bu kadar uzun ömrü vererek ona oldukça uzun bir müddet vermiştir.
✓İhya edilmeyen israf olur. İsraf eden hüsran olur..
Bir Hadisi şerif
Şeyh, alim Ziyaüddin Ahmed Abdülvahhab b. Ali, Enes b. Malik’in ra. şöyle dediğini haber verdi. Resulullah s.a.v. bana buyurdu ki:
Yavrucuğum! Eğer kalbinde hiçbir kimseye karşı kötü bir düşünce taşımadan sabahlayıp akşamlamaya gücün yeterse bunu yap. Evladım, bu benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimi ihya ederse (yapar ve yaşarsa), beni ihya etmiş olur. Beni ihya eden ise, benimle birlikte Cennet’tedir. (Tirmizi, ilim, 16; İbnu Mâce, Mukaddime, 15)
Eskiyi yaşamak ve yaşatmak, yenisi kadar kolay olmayacaktır.
Yeni Dünya Düzeni'ni getirmek isteyenlerin sayısız çabalarını, bu şahısların kimler olduğunu, kuzu ve derviş postuna bürünmüş bu kurtların nicelerini hileleriyle aldattıklarını anlatan bir kitap olmuş.
Kitaptan edindiğim bazı bilgiler, örneğin; şu Süpermen olayı bir hayli hayret ettirdi beni.
İnsanoğlu dini inançları bıraktığı zaman, uydurmada çığır açıyor.
Gerek Türkiye'de, gerek İngiltere, Amerika, Fransa, Hindistan gibi dünya ülkelerinde ortak bir plan deveran ediyor.
Bu planı uygulamaya çalışanlar; Dünya nüfusunu azaltmaya, azalttıkları bu nüfusun zevklerini kullanarak onlara karşı gelemeyecek köleler oluşturmaya, tek bir devletin yönettiği din, dil, ırk, kültür, gelenek vesaire ne varsa hepsini silip yenilerini uydurdukları bir düzen getirmeye çalışıyorlar. Bu minvalde az yol da katetmemişler.
Yapmak istedikleri bu yeni dünya düzenini ütopik eserlerinde de yazmaktan geri durmamışlar.
"1984" ve "Cesur Yeni Dünya" gibi .
Eskinin yerine yenisini inşa etme alanında en çarpıcı eser Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Mustafa Kemal, Yeni Türkiye'yi kurmak için kısa zamanda, sert tedbirlerle büyük ve kanlı inkılaplar yaparak eskiyi yok etmiştir.
Üstelik eski alfabeleri İbranice'yi ihya eden siyonistlerin aksine, Göktürk alfabesine dönmek yerine Türklerin ezeli düşmanlarının alfabesini alarak herkesi şaşırmıştır.
Kitapta Ziya Gökalp, Halide Edip Adıvar, İttihat ve Terakki Cemiyeti Mensupları da dahil birçok şahıstan bahsedilmektedir.
Meraklısına çok faydalı bilgiler barındırdığını düşündüğüm bir eser..
İyi okumalar dilerim..
Allah Celle Celaluhu buyuruyor ki:
Hadis-i kudsînin metni şöyledir: مَا وَسِعَنِى سَمَاۤئِى وَلاَاَرْضِى وَلٰكِنَّ وَسِعَنِى قَلْبُ عَبْدِىَ الْمُؤْمِنِ “Ben göklere ve yere sığmam, fakat mü’min kulumun kalbine sığarım.” El-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ 2:165; İmam-ı Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn, 3:14.
İnceleme
Öncelikle 1oookitap uygulamamı uzun bir süre kullanmadığım için kitapla ilgili alıntı ve okuduğuma dair bildirimlerimde bulunamamıştım. 1 hafta da okuncak sade ve yalın yazılmış İnce bir kitap olmasına rağmen çokca istifade edilesi bir kitap.. yer yer hadis ve ayetlere değinilmiş. Ramazan ayına girilmeden okunması daha mantıklı .. Ramazanı nasıl ihya edeceğimize nelere dikkat edeceğimize veya neleri yapmayacağımıza dair bilgiler yer alıyor.. özellikle herkesin yaptıgı, hanımların bazı yaptıgı yanlışlar da vurgulanmış. Ben okurken baya altını çizipte okuduğum bir kitap oldu.. son 10 sayfa o kadar çağımızı anlatıyorki.. şöyle bu kitabı alıp herkes beledeyilere özellikle dağıtmak isterim.. incelememde kitaptan alıntı söze yer vermeyeceğim. Okurken baya alıntı paylaşmıştım zaten.. Nurettin yıldız hocamızın emeğine yüreğine sağlık. Rabbim daha çok ilminden istifade edenlerden eylesin..
DAĞA ÇIKAN KURT
Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
"Peygamber'in (aleyhissalatu vesselam) Ramazan programında ne vardı: züht, ibadeti artırma, itikâf, Mekke'nin fethi.
Mekke'nin fethi, Bedir, anlı şanlı Bedir, Ramazanın on yedinci günüydü. Orucunu bile açmadan ashabıkiram Bedir'de şahadete koştu. Ramazan Bedir demek."
her ramazan ayında tekrar tekrar okuyacağım o kitap. nureddin yıldız ramazan ayını nasıl ihya etmemiz, verimli bi şekilde geçirmemiz gerektiğini bizlere sade bir dille anlaşılır şekilde sunmuş bu güzel eserinde. allah ondan razı olsun...
·
Puan vermedi
Asıl yazarı Ahmet es-Seyyid olan çevirmeni ise Mehmet Ali kılınç hocamızın bir eseridir. Okurken sayfalarca not aldığım çoğu sayfasında bir çok yerin altını çizdiğim bir eser oldu. Yazı tipi, anektodlar, sayfa düzeni, başlıklar arası bağ ve birbirini yapboz gibi tamamlayan konular...
Konular arası geçişleri adeta temelden bir bina inşa eder gibi yazmış, inşa ettikçe itikâdi olarak da ihya etmiş, aynı zamanda sade ve akıcı bir dille kitap adeta beni oku diyordu. Bu yönünü tebrik ettim. Çünkü çoğu zaman 'z kuşağı' eleştirilse bile aslında hala ümit varız. Çünkü rabbimiz öyle olmamızı istiyor. Zamanın bizi hızla modern kuşatması altında bıraktığı bu çağda adeta ağaç altında dinlenirken nereye nasıl gideceğimizi, daha doğrusu nasıl gitmemiz gerektiğini anlatan bir kılavuz kitabı gibi.
Arafat vakfesinde gördüğün kalabalığı, yükselen sesler ve farklı dillerle her bir kafilenin başkanının peşine takılıp hac şiarlarını onunla yapması manzarasında, kıyamet günü mahşerde ümmetlerin peygamberleri ve önderleriyle buluşmalarını, her ümmetin peygamberinin peşinden gidişini...hayalinde canlandır.
"Kalp ilmi"nin piri ve usta kalemi İmam Gazali'nin (Rahmetullahi aleyh) meşhur İhyâ-u Ulumi'd Din kitabından derleyerek insanların istifadesine sunulan bu kitabın ibadetlerimize ruh ve can getirmesini yüce Rabb'imizden niyaz ederim.
İçimizdeki şehir biriciktir, hiçbir yere benzememelidir. İstanbul’un New York’a, Kudüs’ün de Manhattan’a benzememesi, kendi olması gerektiği gibi.
İçimizde yaşayan şehri, içinde yaşadığımız şehir etkiliyor. Bu iki şehirdeki yaşam çok güzel olabilir; ne kadar emek verdiğimize, yönetimi ne kadar elimize aldığımıza, koruyup kollama azmimize, imar, inşa, ihya mücadelemizin ne oranda olduğuna bağlı. Ve bu tamamen bizimle ilgili: Kendimiz karar verecek, kendimiz uğraşacağız. Kesinlikle gerçekleşebilir ama ısrar, sebat ve inanca sahip olursak.
Biz de içimizdeki şehre bakalım; hangi kokulara, görüntülere alışkın durumdayız? Onu hangi renklerle besliyoruz?
