Hiç uygun olmayan bir vakitte hiç uygun olmayan bir hareket yapan, yahut lâf söyleyenler hakkında kullanılan bu deyimin hikâyesi şöyle: Sultan II. Mahmut devrinde Mehmet Efendi isminde bir zat yaşarmış. Münasebetsizlikle şöhret bulmuş. Padişah bir gün onu dinleyip, münasebetsizliğinin derecesini ölçmek istemiş. Efendiyi huzura getirmişler.
Orhan Pamuk
"Köpekler bizden olmayanı sezer, anlar. Onlarda bu haslet Allah vergisidir. Bu yüzden Avrupalıları taklit etmek isteyenler köpeklerden korkar. Osmanlı’nın belkemiği Yeniçerileri katlederek Batılılar’a bizi ezdiren II. Mahmut İstanbul’un köpeklerini de katletmiş, öldüremediklerini Hayırsızada’ya sürgün etmişti. İstanbullular aralarında dilekçe imzalayıp köpeklerini sokaklara geri istediler. Mütareke yıllarında İstanbul işgal altındayken, İngilizler Fransızlar rahat etsin diye köpekler gene katledildi. İstanbul’un güzel halkı köpeklerini gene geri istedi. Bütün bu tecrübeyle artık köpekler kim kendilerine dost, kim düşman, derinden sezerler."
Sayfa 370Kitabı okudu
Reklam
''Bir gün II. Mahmud tebdil geziyor, milletin kendisini ne derece sevdiğini anlamak için halkla temas ediyormuş. Bir limonatacıya yanaşmış, bir limonata içmiş, içerken sormuş: ''Üçüncü Selim'den mi memnunsunuz, yoksa İkinci Mahmut'tan mı?'' Limonatacı cevap vermiş: ''İkisinin de Allah belâsını versin!'' Mahmut, ''Neden?'' demiş. Limonatacı yine cevap vermiş: ''Üçüncü Selim devrinde de limonatamı beş paraya satardım, İkinci Mahmut zamanında da öyle!'' Bu espri dolu vaka da gösterir ki, halk en ziyade yenilik getiren maddî ekonomik ihtilâllerle alâkadardır. İhtilâl, ekonomik sahada halkın lehine bir değişiklik vücuda getirmedikçe halk da memnun olmuyor. Şüphe yok ki, bunda çok hakkı var.''
''Türk milletini oldu bittileri kabul eder, bunlara baş eğer sananlar; Türk tarihini dikkatle okumalı, ibret örnekleri almalıdır. Osmanlı Türkleri tarihinde (Edirne vakası) adıyle anılan ve korkunç bir facia ile biten bir olay vardır. Hezarpare Ahmet Paşa vak'ası yanına bunu da kaydetmeliyiz. Bakınız nasıl oldu: II. Mustafa, hocası Feyzullah
''Mecmaüledeb adında bir risalede deniyor ki: ''Padişah, halife zalim olsa da ona itaat gerektir. Çünkü, her millet lâyık olduğu idareyi bulur kaidesi şeriat esasıdır. Bunun aksine hareket edenler kâfir olurlar.'' Görülüyor mu? Pespayelerin elinde din nelere vesile ve vasıta oluyor? II. Mahmut zamanında Mora'yı kaybettiğimiz vakit, bunun din bakımından terki gerektiğine dair bir de fetva çıkarılmıştı. Fetvayı vaktin şeyhülislâmı Dürrüzade Abdülvehab vermişti. İdaresizlik kolayca şeriatın sırtına yükletiliyor ve akan sular durduruluyordu. Bizdeki isyanların, kaytaklıkların hemen hepsi şeriata arka verdi.''
Tarih, bazen insanlar yerine devler, insan sözleri yerine aslan sesleri, gündelik vakalar yerine rüya azametleri duyurur. III.Selim'in katlini, II.Mahmut'un cülusunu ne zaman hatırlasam, çocukluğumun hayretlerini ve teessürlerini duyuyorum. Shakespeare'in hiçbir trajedisi Topkapı Sarayı'nın dekoru içinde geçen bu facia kadar canlı, kanlı, buhranlı, heyecanlı ve izanlı olmamıştır.
Sayfa 29 - YKY Yayınları
Reklam
727 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.