II. Mahmud ile başlayan gazetenin tarihi.
1831 yılında Osmanlı resmi gazetesi "Takvim-i Vekayi"nin ilk sayısı çıktı. Aslında bu, Türkiye'deki ilk gazete değildi. 1796 ile 1798 yılları arasında İstanbul'daki Fransız Büyükelçiliği, ülkedeki Fransızlar ve Fransızca bilenler için bir gazete çıkarmıştı. 1820'lerde bu kez İzmir'de bazı Fransız gazeteleri yayınlandı. Bunlar içinde en önemlisi "Le Spectateur Oriental" adlı gazeteydi. Ancak asıl ateşleyici unsur Mehmed Ali Paşa'nın 1828'de Mısır'da yayınlatmaya başladığı "Vakai Mısriye" gazetesi oldu. Bu, aynı zamanda Ortadoğu'da yayınlanan ilk yerel gazeteydi. ....İlk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekayi'nin içeriği, başlangıçta, resmi atama ilanları, dava özetleri ve padişahın devlet meseleleriyle ilgili ilerlemelere dair süslü tasvirlerle ilgiliydi. Bu gazete 1840'a kadar tek Türkçe gazete olarak kaldı. William Churchill isimli İngiliz ise ilk resmi olmayan gazete" Ceride-i Havadis"i 1840'ta yayınladı.
Sayfa 133 - Arkadaş Yayınevi
Kılıç kınından çıkmadıkça it sürüsü dağılmaz. II.Mahmud
Reklam
San'atkar dedelerimizin emek ve gayretiyle aslını unutturacak kadar ınillileşen hüsn-i hat (güzel yazı), bilhassa Sultan II. Mahmud 'un hüküm sürdüğü yıllarda en parlak devrini yaşıyordu. Sülüs' yazı nev'injn, on dokuzuncu asra kadar tekâmül edemeden kalan celi şekli, Mustafa Rakım (1758-1826) gibi bir hat dehasının elinde, anlayanları hala hayrete garkeden bir mükemmeliyet kazanmıştı. Sultan III. Selim'e kadar estetikten mahrum olarak gelen padişah tuğralarını da ıslah eden Rakım Efendi, yeni hükümdar II. Mahmud'un hüsn-i hat hocası olmakla, Saray çevrelerinden büyük itibar görmekteydi.
E. Z. Karal: Kitlelerin önemi
Enver Ziya Karal'ın Osmanlı Tarihi başlığını taşıyan yapıtının 8. cildi 19. yüzyıl gelişmelerimize ayrılmıştır. Bu ciltte sadece genel tarihi bilgiler yer almıyor, aynı zamanda anayasa hareketlerimizle ilgili ilginç tahlillere de rastlanıyor. Bu kitabın hem tarih yöntemi, hem de Kemalist tarihçilik açısından en dikkat çekici özelliği, anayasal oluşumlarımızda ya da bunların gösterdiği aksamalarda, kitlelerin rolüne verilen önemdedir. Bunun en çarpıcı örneği, II. Mahmut dönemi yeniliklerine getirilen değişik bir bakış açısıdır. Hatırlanacağı gibi, bu dönemdeki hukuk "ıslahatı" hemen hemen bütün kamu hukukçuları ve siyasal bilimcilerce "yukarıdan aşağı" olarak nitelenmiş, "aydın despotluğu" ürünü olarak görülmüştü.
Sultan II.Mahmud'un şarap içtiği iddiası
Padişah umur-ı devleti nüzzar i le suret-i hususiyede yegan yegan tedkik eyle­ mek suretiyle Bab-ı Ali'nin vcyahut Meclis-i Ali'nin hüküm ve nüfuz-ı mutlakını kesr ü tenzil ediyordu. Padişah ulemanın müddeiyatına karşı dahi şediden ızha­r-ı mukavemet ediyor ve hatta kavaninden daha kuvvetli olan örf-i milliyeye bile taarruz eyliyordu. Şarap içer ve maiyyeti zabitan ve nüzzarını nim-mest etmekten zevk alırdı. Ve bir Mısırlı gibi elbise giyerek, sarık yerine başında fes bulundururdu. icra edilen bilcümle ıslahat pek o kadar haiz-i ehemmiyet olmadığı gibi, pek çok zaman da devam etmedi. Mahmud'un nüfuzu ancak asakir üzerinde müstemirr oldu.
Sayfa 192Kitabı okudu
Sultan II. Mahmud döneminde ise, Ravza-i Mutahhara’nın yıpranan kısımlarının tamiri ve Yeşil Kubbe’nin yenilenmesi söz konusu olunca, işinin ehli mimar ve ustalar, Pâdişah emriyle derhal Medîne-i Münevvere’ye gönderilmiştir. Bu mühendis ve mimarlar, kendilerine tevdî edilen bu nâzik vazifeyi, Efendimiz -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-’in rûhâniyetini rahatsız edecek en ufak bir kabalığa veya edebe mugâyir bir harekete mahal vermeden yerine getirebilmek için, tâmirat sırasında hiç dünya kelâmı konuşmamak üzere anlaştılar. Sonra da kendi aralarında şöyle bir dil geliştirdiler: “Sen, «Bana tuğlayı uzat yerine; Allah!» de. Ben, «Su ibriğini uzat yerine; Bismillah!» diyeyim. Sen, «Çekici uzat yerine; Lâ ilâhe illâllah!» de…” Böylece Yeşil Kubbe, âdeta bir zikir meclisinin feyiz ve rûhâniyet iklîmi içerisinde inşâ edildi. Bu şerefli hizmette bulunan ustalar, her taşı abdestli olarak ve besmeleyle yerine koydular. Yine bu tâmir esnâsında gürültü çıkarmasın diye çekiçlerine keçe bağlamaları, misli görülmemiş birer edep ve ihtiram numûnesidir.
Sayfa 23 - Erkam Yayınları
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.