Ona olan sevgimin umut beslemeye hakkı olduğu o zamanlar, bir değil, iki kere geçmişe gömülmüştü şimdi.
Zıkkımın Kökü
Sene 97 veya 98. Seneden tam emin değilim ama bu iki yıldan birisi olduğuna eminim çünkü henüz ilkokula gidiyorum. Yaz tatilinin son günleri. Ağustos sıcağının beyninize işlediği günlerden birinde evde oturmaktan sıkılmış bir halde, elimde kumanda, emektar televizyonun karşısında vakit öldürüyorum. Belki bir Kemal Sunal, Sadri Alışık veya Zeki -
Reklam
“Allahım, onu neden yalnız bıraktın? Neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? Neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? Neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? Neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin? Neden, apartmanın bodrumunda saklambaç oynarlarken Ayla’yla
Sayfa 199 - İletişim Yayınları
198 syf.
3/10 puan verdi
Kitabı hiç beğenmedim. Tamamen bilimsel olduğunu düşünüp başlamıştım. Çocukların yaş dönemleri hakkında verilen bilgiler elbet bilimsel ama sorunlarıyla ya da bulundukları yaşın krizlerini çözümlemek amacıyla yazılanlar sadece bir kültüre atfedilerek yazılmış gibi. Her kültüre uyacak genel geçer bilgiler yok kitabın içinde. Bizim kültürümüzde çocuğun eğitimi nasıl verilir kitabın içeriği ama biraz zamane modasını yermiş eğitimcimiz lakin kitabın içinde çelişki var hem anne babalara sizin döneminizle çocuklarınızın dönemi aynı değil bilgisini verip şimdiki zamanı eleştirmek çelişkinin kendisi. Birçok noktaya katılsam bile(bunlar bilimsel olanlar) araya sıkıştırılan özlü sözler kitabın değerini gözümde tamamen bitirdi. Objektiflik yok yanlı bir şekilde yazılan bir kitap. Hayalkırıklığına uğradığım nokta ise bir örneği iki kere vermesi. Bir sorunda tek bir çocukla karşılaşılmış gibi. Evrilip çevrilip nasihat kitabına dönüştürülmüş.
Bağırıp Çağırmadan Çocuk Eğitimi
Bağırıp Çağırmadan Çocuk EğitimiEkrem Acar · Yediveren Yayınları · 201279 okunma
Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
Sayfa 94 - Can YayınlarıKitabı okudu
140 syf.
9/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
"'Taş, taş olmayı öğrenir' diye devam eder... Tesellisiz bir zamanda yazmıştım İç Kitabı'nı, insanın bütün tesellileri tek tek çürütüp tükürüp attığı o zamanlardan birinde. İnsanın içinin kitabı ne zaman yazılır zaten!" Diyen yazarın okuduğum ikinci kitabı. Tahmin edilmesinin zor olmadığını düşünüyorum ki birincisi; "Düğümlere Üfleyen Kadınlar"dı. Ki onu da çok severek okumuştum. Uzun zamandır bir Ece Temelkuran okuma hissi vardı içimde özlemiştim kalemini. Uzun bir ara vermişim ki; bu aranın fazla uzun olduğunu kitabını alıp okuyunca bir kez daha anladım. Yukarıda yaptığım ufak alıntısından :) anlaşılacağı gibi bir sohbet-bir sesleniş usulü yazılmış şiir-metin kitabıdır bu. Yazar, içini-içimizi çıkarıp koymuş önümüze. Mutlaka içinde bir pasajında kendinizden bir nokta bulabileceğiniz bu kitap tam altı düğüm (çağla, kelebek, denizkestanesi, taş, zakkum ve albino tavuskuşu ) ve bu düğümlerin çözümlerinden oluşmakta. Ve düğümler hakikatli birer düğüm diyebilirim :). Şayet ben çözümlere gelesiye kadar allak bullak oldum. Bu nedenle başlangıçta zor bir kitap olarak gözükse de iki kere okunmadan asla hakkında tam bir hüküm giydirilebilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Belki bir baş ucu kitabı olmasa da -ki ben çok uzak bir noktaya kaldırmayı düşünmüyorum.- elinizi attığınızda bir bölüm açıp okuyup kapatabileceğiniz ve o küçücük bölümünde kaybolacağınız kitaplardan.
İç Kitabı
İç KitabıEce Temelkuran · Can Yayınları · 2016721 okunma
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.