İçimde acı oluşturan ve ben de derin izler bırakan bir kitap. Tam bana bir motivasyon kitabı gibi gelmişken, sonuna geldiğim zaman hayatı nasıl, neresinden sorgulayacağımı bilemedim."Ne yani hayallerimize ulaşsak da bazen mutlu olmak mümkün değil mi?" Aslında Martin Eden şu sözleriyle bize, yaşamı artık hastalıklı bir hal olarak gördüğünü belirtmişti.
"Martin'e göre yaşam, hasta bir insanın gözlerini acıtan güçlü, beyaz bir ışıktan farksızdı. Bilinci açık olarak geçirdiği her an yaşam göz kamaştırıcı bir parlaklık gibi dört bir yanında ve tepesinde alev alev yanıyor, canını dayanılmaz boyutlarda yakıyordu."
Kitabın sonunda Martin Eden gözünü kamaştıran bu beyaz ışığı söndürdüğü zaman benim de içimde bir şeyler koptu gitti.
Bazı kitaplar boşluk bırakır gider.. aynı Martin Eden gibi. Ve son söz olarak Martin Eden Jack London, Jack London Martin Eden'dir.
Yaşama fazlasıyla tutku duymaktan,
Umuttan ve korkudan azade olmuş,
Kısacık bir minnettarlık hissiyle şükran duyarız
Hangi tanrıya olursa olsun
Hiçbir yaşam ilelebet sürmediği için;
Ölüler bir daha asla dirilmediği için;
En yorgun nehir bile,
Denizin güvenli sinesine kavuşacağı için.