Türk askeri çocukça bir sevgiyle bağlı olduğu ailesini, evini ve köyünü ilk defa askere alındığı zaman terk eder. Savaş zamanında askerlik yapmak onun için ıstırap çekmek olur. Kötü muamele gördüğü zaman coğu kez yeterli ilgi görmemenin eksikliğini hisseder. Yeterli melbusat, iase, maas olmaksızın günden güne sefalete düşer ve nihayet soğuk veya açlıktan kesin ölüm gözüne görünür.
Buna bir de düşmanın, özellikle İngilizlerin yoğun propagandası eklenir. Bol para verilerek ortalığa salınan Kürtler veya Araplar, her duyduğuna inanan çocuk gibi askerlere yurtlarında soygun, cinayet, yangınlar olduğuna ve yakınlarının ırzına geçildiğine dair korkunç hikâyeler anlatırlar. Kendi can için korkmasına ailesi için duydugu endişe eklenir.
Bu sebepten dolayı birliğini terk eder ve cephe gerisinde kendisi gibi düşünenlere katılır.