hayatımız, bizi bir araya getiren ya da ayıran dış olaylardan daha derin bir akışa sahiptir; hayatın derin büyüsü sadece duygulara ulaşabilir, biz onu yönettiğimize inansak da duyulara ya da kadere hükmedemeyiz.
Bazı bazı bir kitapta, bir zamanlar kafanızdan geçmiş, belirsiz bir düşünceye, uzaktan gelen, en ince duygunuzun ortaya serilişi gibi olan, kararmış bir benzetmeye rastladığınız oldu mu hiç?
Acı ve haz konusunda ayrıcalıklı olan, duyarlılıkları büyük iç yankılar doğurarak hep birden titreşen, sinirli yaradılışları nesnelerin özüyle sürekli uyum içinde bulunan ender yaratıklardan değil miyiz biz?