Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Turgay Dindaroğlu // Derin Trans
Merhaba Sevgili Kitapseverler
Hipnoz ve Parapsikoloji konularına ilginiz var mı? Cevabınız evet ise bugün sizlere hipnoz hakkında yazılmış parapsikolojik bir roman ile geldim. Kitabımız Turgay Dindaroğlu'nun yazmış olduğu Derin Trans... Psikoloji, hipnoz ve parapsikoloji gibi konulara her zaman bir ilgim vardı. Ara sıra bu tarz filmler
Merhaba kitap dostlarım Bugün size @otantikkitap @mrv.akyzzz kaleminden son imparator serisinin ilk kitabı #faıth ile geldim.
Hiç beklemediğiniz anda parelel bir evrenin kapıları ardına kadar açılsa ne yapardınız?
Barlas aynı iş yerinde çalıştığı ve bu hayatta herşeyi olan Sezen’e deliler gibi aşıktır.Sezen de Barlas’a aşık ama herşeyden önce
“Yenemeyeceğin tek kişi kendinden ve sen kendinle savaşıyorsun.”
Ezgi Çora bir kaza sonucu 2 aylık komasından uyanır ve son 3 yılını hatırlamaz.Ayrıyetten uyandığında zihninde kendi sesi dışında başka sesler de duyamayacak başlar.Bu yüzden hiçbir şey bildiği givi değildir herkes değişmiştir ve buna Ezgi inanmaz.Kavga içinde büyüdüğü bir ailenin değişeceğini düşünemez ya da ona zorbalık yapan birinin zorbalığı bırakıp iyi biri olması hatta Ezgi’nin onu affedip arkadaş olmalarına inanamaz. Yalanların içine düşmüş gibi hisseder.Anılarını hatırlamaya ve benliğini bulmaya çalışan Ezgi’nin en büyğk savaşı kendisiyledir.
Beklentimi karşılamayan kitaplardan yoruldum.
Agathe christie en çok kitabı bulunan ve hala çok okunan bir yazar olmasıyla ilgimi çeken birisiydi. Özellikle Ahmet ümitin en sevdiği yazar ve sürekli bahsettiği biri olunca okumam gerek diye düşünüyordum.
Ama malesef begenmedim çok üzüldüm beklentim çok yüksekti ama ilk kitaptan yazara küsmek olmaz tekrardan okumaya devam edeceğim.
Kitabın konusuna gelecek olurkaa Michael Sterk (beklemeyen misafir)
Galler tarafında sis yüzünden arabası bir hendeğe saplanır sonra bir evden yardım istemek için harekete geçer ve olaylar başlar.
Yardim isteyeceği evi bulur ve evin pencereler acıktır içeri girer ama gördüklerine inanamaz tekerlekli sandalyede ölü bir adam ve yaninda da elinde silahla bekleyen karısı Laura vardır.Kadın kocasını kendisinin öldürdüğünü söyler.Michael buna inanmaz ve katil bulmak için, cinayeti örtpas etmek için ona yardım eder.
Ama kitap da özellikle cinayeti araştırma kısmının çok kısa olduğunu düşünüyorum zaten kitabın sayfa sayısı çok az.
Ve neden yabancı biri tanımadığı bir insana bu şekilde yardımda bulunuyor diye de sorgulamadim değil (spoiler vermeyeceğim bunun küçük bir sebebi var) ben böyle bir durumda kalsam hemen koşarak polisi arardım galiba.
Adam soğuk kanlılıkla gel otur şöyle biseyler iç nasıl yapalım polise ne diyelim diye bildiğiniz sohbet etti. Katili bulmak biraz zordu açıkçası ama dediğim gibi spoiler vermek istemiyorum bu yazara başlamak için güzel kısa bir kitaptı.
Herkese iyi okumalar
Okuduğum her kitabında gerçeği ve kurguyu başarıyla bir şekilde birleştiren #ellenmariewiseman bu kitabı #kayıpruhlardurağı'nda da bizi derinden etkileyecek bir konuya el atmış. Okurken çok etkilendiğimi ve uzun bir süre etkisinden çıkamadığımı belirteyim yazımın başında.
Sage Winters on altı yaşında bir genç kızdır. Annesini kaybettikten
Agatha Christie' den nefis bir kitap daha Beklenmeyen Misafir adlı kitabına bayıldım. Sonuna kadar heyecan ve merak size eşlik ediyor.
Kitap aslında Yazarın tiyatro oyunundan uyarlanmıştır.1958 yılında Agatha Christie tarafından tiyatro oyunu olarak sahnede sergilenir ve çok tutulur.Bunun üzerine Charles Osborne tarafından romanlaştırılır.
Michael Starkwedder (beklenmeyen misafir),Güney Galler tarafında yoğun sis altında arabasını bir hendeğe düşürür.Bir çıkış yolu bulamadığı için etraftan yardım istemeye karar verir ve gördüğü bir eve yaklaşmaya başlar. Evin penceresinin açık olduğunu farkedip birkaç kez seslendikten sonra içeri girer ve karşısında gördüklerine inanamaz.Tekerlekli sandalyede ölü bir adam (Richard Warwick) ve elinde silah olan bir kadın (Richard'ın eşi Laura Warwick).Ve kadın kocasını öldürdüğünü söylemektedir.Michael buna inanmaz ve kadına yardım etmeye karar verir.Laurayı bu işten aklamak için türlü türlü hikayeler bulmaya başlar. Polisin gelmesi ile evdeki diğer çalışanlar dahil herkes soruşturmaya dahil olur.
Sürekli tamam katil bu diyorum ama sonra başkasına yöneliyorum.Yazar katili öyle güzel gizlemiş ki sürekli yanıldım. Sonunda katil ortaya çıkıyor ama oda ne o da katil değil Sırf katili bulmak için muhakkak okuyun derim.
kardeşi Andrew ile yaşadıgı sekiz yıl önce ölen Miranda ‘nın ailesinde en çok sevdigi büyük annesinden Miranda’ya miras kalmış eve geldiginde arabasından indigi anda yüzü maskeli iri yarı bir adam tarafından boynuna bıçak dayanıp tartaklanır ve içinde pasaportu ve kimlik kartları olan çantası maskeli saldırgan adam tarafından çalınır.Miranda
Merhabalar. Çok tatlı bir kitap önerisiyle geldim. Yaklaşık yetmiş sayfalık olan bu minik öykü öylesine özdü ki sanki tuğla kalındığında bir kitap okumuş kadar zihnimi ve ruhumu dolu hissediyorum. Nüktedan ve altı çizilesi diyaloglar inanılmazdı. İsminden de anlayacağınız gibi öykü Bayan Ming üzerine kurulmuş. Hikâyeyi anlatan isimsiz kahramanımız
“Kültür ne bir yaşama gerekçesi, ne bir mazeret. Belki utanılacak bir imtiyaz… Tolstoy ve Dostoyevski böyle bir ruh haleti içindedirler: Halka dönüp, halkın içinde kaybolmak… ‘Nadim olan soylu’ Rusya’ya has bir tip…” (Cemil Meriç, Mağaradakiler, 99)
Nadim olan soylu: Dostoyevski. Rus halkına derinden saygılı, bunu her satırında hissettiren, kendi
