Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçimizdeki çocuğun ruh hali,büyüdüğümüz evin ruhuna benzer.Çocukken,oradaki havayı solur,içimize alır,içselleştiririz.O evde mutluluk ve huzur varsa, çocuğun içine de yansır.Sakin,mutlu,yaşamdan keyif alan bir çocuk olur.Çocugun büyüdüğü evde çatışma ve kavgalar varsa,o huzursuzluğu ve mutsuzluğu içine alır çocuk.Büyük bir kasvet örter içindeki ve hayatındaki güzellikleri.Göremez,fark edemez.Görse de ,far etse de inanmaz.İnanamaz.Gördüğü,bildiği bir şey değildir çünkü.
Sayfa 115Kitabı okudu
İçimizdeki çocuğun ruh hali, büyüdüğümüz evin ruhuna benzer. Çocukken, oradaki havayı solur, içimizi alır, içselleştiririz. Bu evde mutluluk ve huzur varsa, çocuğun içine de yansır sakin, mutlu, yaşamdan keyif alan bir çocuk olur. …o evde çatışma ve kavgalar varsa, o huzursuzluğu, o çökkünlüğü ve mutsuzluğu içine alır çocuk. Büyük bir kasvet örter içindeki ve hayatındaki güzellikleri. Göremez, fark edemez. Görse de, fark etse de inanmaz. İnanamaz. Gördüğü, bildiği bir şey değildir çünkü.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Biz gözyaşlarımıza inansak da, anneler oğullarının, kızlarının öldüğüne inanmaz, inanamaz.
Gel! Sen denizsin neden çekildin İnanamaz hiç kimse senin kuruyuşuna Senin tükendiğine inanmaz hiç bir kimse Bir kişi kendisinden Ve kendi etrafında dönmesinden Meydana gelen Düş çemberlerinden mi ibaret İnsan bir kıtlık mı bir bereket mi Neyin kıtlığı ve bereketi
Sayfa 475Kitabı okudu
Gel ! Sen denizsin neden çekildin İnanamaz hiç kimse senin kuruyuşuna Senin tükendiğine inanmaz hiç bir kimse
"İnsanların bazısı inanır, bazısı inan­maz ama bazısı da inanamaz, ben bu inanamazların velisiyim," dediğini sık sık hatırlıyordu.
Sayfa 374Kitabı okudu
Reklam
…o evde çatışma ve kavgalar varsa, o huzursuzluğu, o çökkünlüğü ve mutsuzluğu içine alır çocuk. Büyük bir kasvet örter içindeki ve hayatındaki güzellikleri. Göremez, fark edemez. Görse de, fark etse de inanmaz. İnanamaz. Gördüğü, bildiği bir şey değildir çünkü.
Sayfa 115 - Sola Unitas
İdealizm direniyordu. Bana göre tek mantıksal tezdi, çünkü mantık benim içimde dışsal ve içsel arasındaki bilindik denklikte son bulmuyordu. Evet, dünya bir tasvirdi ama kendi­ minkiler dışında diğer tasvirleri bilmiyordum. Başkalarınınkiler bana cansız olguların özü misali yabancıydı. Başkalarının zihni, sadece kendi zihnimin varsayımlarından ibaretti. Kısacası dünya benim tasvirimdi -dünya benim ruhum-, ben dünyaydım! Ne müthiş bir keşif, ne beklenmedik bir ilham! Hiçbir fikir beni bu denli sarsmamış, bu denli değiştirmemişti. Bunun tuhaf gerçek dışılığını umursamamış, diyalektik bir yanlışlıktan, basit bir dilsel aktarımdan ibaret olabileceğini düşünmemiştim. Başlı başına çılgınca oluşu inancımı körüklüyordu: Buna kimse inan­maz ya da inanamaz mı? Böylesi daha iyi! Ben inanıyorum. En derin gerçeklik, her zaman geç ya da en son keşf edilendir.
Gel! Sen denizsin neden çekildin İnanamaz hiç kimse senin kuruyuşuna Senin tükendiğine inanmaz hiç bir kimse...
Sayfa 55 - Diriliş Yayınları
İnsanların bazısı inanır, bazısı inanmaz ama bazısı da inanamaz, ben bu inanamazların velisiyim :)
Reklam
Gel! Sen denizsin neden çekildin? İnanamaz hiç kimse senin kuruyuşuna Senin tükendiğine inanmaz hiçbir kimse."
Gidenler, daha çabuk gidenler, daha geç gidenler, yeni gelenler arasında Aziz sabit aynı yerinde aynı halle duruyor, durdukça memnun oluyordu. Aynı yerde duranda kalacak ayak izini kendinde merak ediyordu. Boynunda bir zincir de olsa rahatsız olmayacaktı, kendini baştan başka yere zaten bağlamıştı. Görünene duyulan inanca ve itimada şaşıyordu, inanmak, ne kolaydı. Baba'nın durup durup, "İnsanların bazısı inanır, bazısı inanmaz ama bazısı da inanamaz, ben bu inanamazların velisiyim," dediğini sık sık hatırlıyordu.
Sayfa 374Kitabı okudu
İçimizdeki çocuğun ruh hali, büyüdüğümüz evin ruhuna benzer. Çocukken, oradaki havayı solur, içimize alır, içselleştiririz. O evde mutluluk ve huzur varsa, çocuğun içine de yansır. Sakin, mutlu, yaşamdan keyif alan bir çocuk olur. Çocuğun büyüdüğü ev, Ekim Hanım’ın büyüdüğü gibi bir evse, o evde çatışma ve kavgalar varsa, o huzursuzluğu, o çökkünlüğü ve mutsuzluğu içine alır çocuk. Büyük bir kasvet örter içindeki ve hayatındaki güzellikleri. Göremez, fark edemez. Görse de, fark etse de inanmaz. İnanamaz. Gördüğü, bildiği bir şey değildir çünkü.
"Gel! Sen denizsin neden çekildin? İnanamaz hiç kimse senin kuruyuşuna Senin tükendiğine inanmaz hiçbir kimse."
Sayfa 55
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.