İpince bir sızı
Öyle bir ince ki derinliği hacminden büyük
Şefkatin eksik bıraktığı
Masumiyetin yağmalandığı
Kabuğu sert yarası derin
Karalar çaldım iyileşmedi
Güller derdim inat etti
Sevmeye kalktım ellerimde bir tutam kül izi
Deliliğim çattı kaşlarını
Derin bir çizginin sardığı alev tüm bedenimi sardı
Bir sitem yolladım
Arzuhal eder bakışlarım
İkimizin basrol çaldığı bir hikaye yazalım
İstedigimiz yerden yanıp kavrulalım
Bir tebessüm koyalım adını
Tersten sadece ikimiz okuyalım...
26/9/2023
Pınar PEKĞÖZ
Her şeye ve hatta onca kötülüğe rağmen ince ruhlu insanların dünyaya vâkıf olduğu, Aşk'ın insanı hakîkate götüren en hakîkatli duygu olduğunun bilindiği bir çağda yaşamak ümidi ile yaşıyorum. Her ne kadar bu ümidimin ait olduğu "o çağ" çok uzak bir diyar gibi ötelerde dursa da.🌱
Sitem
Ben ona sıkıntılı güz günlerinde
Yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
Kırmak istememiştim duygu filizlerini
Büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
Rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
İncinmesin diye tek
Acıyı bile ters yüz eden
İncelikli bir gülümsemeyle yüzümde
Ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
Sıcacık bir sığınak
Ölülere okudukları o mübarek kitab, beni dirilere okuyun diyordu oysaki... Anlayamadılar.
"Uyarıdan anlamayanlara uyarı fayda vermiyor" Ne kadar'da ince bir sitem 🥺üzgünüm Rabbim sen herseye layık bir Rab, ama bizler sana layık olamıyoruz. üzgünüm.
İnce planı bilmez de insan, gecikti diye sitem eder kaderine. Oysa bir saniyelik aksama olmaz O'nun yazdığında.Ne olduysa, tam zamanında ve en hayırlısıyla..
RAGIP - 3
Düzlemesine giden sokağın sonunda yolun ikiye ayrıldığı yerde
Koca çınarların arasında hapsolmuş aile apartmanında yaşı 20ye yakın genç bir kız var
Bu genç kızın sabahtan başlayıp akşamın bir körüne kadar süren sade gülüşü
İki dudağının ardına saklanan sır, salya ile tatlı tatlı dökülüyordu Ragıp'ın kül tablasına
O esnada o gülüşü seyrederken
❗Müşahede ediyorum, incelik sonradan kazanılmıyor; o bir mevhibe imiş yani Allah vergisi. Doğuştan fıtratında var ise var, yok ise yok. Eğitimle öğretimle ince olunmuyor.
Bir misal: Çoklarının basit gördüğü ama benim kabalık saydığım şeylerden biri, seri mesajlaşırken çok geç cevap vermek.
İlk yazan taraf da ben değilken daha büyük bir kabalık sayıyorum tıpkı şuan olduğu gibi.
Çıkılması gerekiyorsa nezaketen bu durum muhatabına bildirilir ve gidilir; hiçe sayıp habersiz bekletilmez. Olağandışı bir gelişme yaşanmış ise de, şarj kapanır, internet gider, anne baba çağırır, bir kaza olur v.s, gelindiği zaman bu bilgilendirme yapılır, hiçbir şey olmamış gibi davranılmaz. Bu saygısızlıktır. Dediğim şekilde mazeret bildirilmesi, habersiz gidilmemesi, gelince bilgi verilmesi inceliktir. Ben bunu neden kimsede göremiyorum? Bunu akletmek, düşünmek çok mu zor bilemedim. Ve ben buna sitem ettiğimde neden küçük işlerle uğraştığım sanılıyor? Kabul edilmese de bu bir saygısızlık ve kabalıktır. İnce insan muhatabına saygı duyar, onu düşünür ve kafasına göre hareket etmez. Ben yazmış olsam bir parça anlarım da ki o da mazeret değil ama karşı taraf yazıp bu kabalığı yaparsa sitem ederim. İnce olan incinir derler. Kabalık eden niye buz gibi yaşıyor acep?
dur!
başındasın henüz yolun.
bir bakın çevrene, yok engel olan ancak;
neden bağlı gibi duruyor elin, kolun?
üzerine yağan yağmuru bile sitem ediyor;
şanssızlığına pay biçiyorsun.
oysa masumsun inan;
tek faili değilsin o bulutun.
tutun!
sanma kırılır ince diye hayata kök salmış dalın.
sen gözünü pek tut ki;
en engin dalgalara bile baş tutsun salın.
uçamasa bile, en azından var altında bir halın.
belki dün olmadı, belki bugünde değil ama;
ya yarında saklıysa baharın?
değmez mi sahiden?
en azından denemeye...
Sitemin sözlükteki anlamı: "Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme." olarak geçiyor. Çok ince bir kelime, anlamıyla. İnsan sevmediğine kırılmadığı için sitem de etmeye gerek kalmıyor. Bunlar hep sevmekten, sevilene karşı olan duygular. Sitem; muhatabına ulaşsın diye yapılır, ulaşsın ki telafi edilsin. Yani sitemde ince bir beklenti vardır, ummak vardır. Ama bazen de insan ulaştıramadığının yeisiyle ya da muhatapda hiçbir tesirinin, öneminin olmadığının yeisiyle kalır. Çoktan başka bir yolda olduğunu buğulu gözlerle seyreder. Sonra ne mi olur? Sonrası yok. O bir parça merhamet boşuna aranmış olur.