Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kurgucuk
Öğle sonrasında içimde bunaltı, attım kendimi dışarı. Uğulduyor, fırlıyor oraya buraya şehrin hırçın çocuksu rüzgârı. Başımda ağrı. Asfaltta sürterek ayaklarımı, ellerim cebimde yürüyorum alnım kırış, içim kırış. Kâzım abi konuşuyor pencere kenarında yarım yamalak görünüyor omzu, gövdesi hiç görünmeyen Hayriye ablaya bakıyor, başka kime
Kadınlar sardunya gibidir. Sardunyalar evin bir parçası olarak yaşarlar. Köyde beyaza boyanmış bir tenekede, şehirde bir saksıda. Eve bağlı bir çiçektir. Sardunyalar susuz kalsa, ışıksız kalsa uzun süre direnir hayatta kalmak için. Kimsenin umuru olmaz. Göz ucuyla bakılıp geçildiğinden, yaprakları parlaklığını yitirirken fark edilmez. Ancak
Reklam
Meyvesini severek yediğim incir ağacının uğursuz sayıldığını okumak şaşırtıcıydı. Nedenini merak ettim, araştırdım. Tek bir nedene dayanmıyor. Peygamber İsa'nın yaprakları olmasına rağmen ağaçta meyve olmamasını o zamanki din adamlarıyla bağdaştırarak lanetlediğiyle ilgili bir neden sunulmuş. İkiyüzlülük vurgusu yapılmış. Bu pek ülkemizdeki yaygın olan dinle uyuşmuyor. Bu yüzden sebeplerden birinin bu olacağını düşünmüyorum. Başka bir yazıda "ocağına incir ağacı dikmek" deyimiyle bağdaştırarak incir ağacının köklerinin sık, yayılgan, beton ve plastik gibi maddeleri parçalayacak güçtü olduğundan bahsedilmiş. Bu sebep incir ağacının uğursuz olarak görülmesi için daha olası. Türk kültüründe incirin ölümle ilişkilendirilmesi uğursuz olarak görülmesine sebep olmuş. Ölümle ilişkilendirilmesinin nedeni de meyvelerin kış ve sonbahar mevsimlerinde olgunlaşmasıymış. Bu da ilginç geldi bana. İncire böyle bir bakışla yaklaşmak aklıma gelmezdi doğrusu. Ayrıca incir ağacının insanlık tarihindeki yeri ve önemiyle ilgili çok hoş bir yazı da okudum. Okumanızı tavsiye ederim: bbc.com/turkce/vert-ear...
Güneşsensei

Güneşsensei

@okuyaniskelet
·
15 Nisan 2023 04:52
İnsanlar yerleşirken bu incir ağaçlarını söküp atmak istememişler. Ağaçta atfedilen uğursuzluk kimsenin umurunda olmamış. Bir uzlaşma sağlamışlar.
Sayfa 167Kitabı okudu
incir yaprakları sunayım sana papatyalar; sabır kanaryaları aydınlık kolyesi, kirpiklerimden ya da üzüm salkımları yeter ki çek bulutları geriye yıldızların kıskandığı yüzünden karanfil kokulu perdeyi indir
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Biz piyoncuklar Tuncay Ün
JADUB (Nokta ışık buraya verilir, hafif müzik duyulmaktadir) Benim hayalimde var. insana ait bütün duyguların ağacı var orada. Mesela umut ağacı var, umutsuzlarin umudu burada tekrar yeşeriyor. mesela sevgi ağacı var, gerçek sevgiyi arayanlarin en büyük dostu. dost dedim de aklıma geldi en sağlam dostlukların meyvesini veren ağaçlar var orada. yalan ağaçlarının talan ağaçlarının yaprakları çoktan satardı ve döküldü oralarda insanlar temiz insanlar güleç insanlar sımsıcak... Gelecek korkusu yok oradaki insanlarda, ne istersen onu yap! Sanatçıysan sanatını, mimarsan mimarligini, doktorsan doktorlugunu... Dedim ya bir yer var hayalimde oraya gidelim, istersen, şöyle temiz bir soluk alırız cigerimize, pırıl pırıl sular içer, iyi bakarız kendimize. koşa kosa yakalariz gökkuşagini ve yeryüzünde ne kadar iyi dilek varsa onları dileriz, şöyle güzel güzel domatesler yeriz, şöyle hayattan daha acı biberleri süreriz dilimize... Belki o biberler hayatın yanında tatlı gelir bize. Sonra kafamız eserse incir kopartiriz daldan hem de en reçellisinden.... Oh tatlimizi da yedik şimdi doğru güller bahçesine hee güller bahçesi dediysem her türlü çiçek var burada... hem orada kuşları da ixleriz. simit atarız onlara... En içten şekilde güleriz, avızımiz çıktığı kadar bağırırız boşluğa, yürekten söyleriz sabaha kadar şarkılarımızı, hadi uzat elini dostum gidelim hayalimdeki yere... (Jadub elini Medyan'in omzuna atar ve çıkarlarken) SOLKOFF (Nokta ışık çekilir) Gidiyor musunuz gerçekten? JADUB Gidiyoruz kukla.
Bak aramızda kalsın, ama ağlayınca Hindistan'a benziyorsun, sen benim Pakistan olduğumu biliyor musun Ayça desem, şiirin içine coğrafya girecek. Adlarını sevdiğim ama görmediğim şehirler Buenos Aires, Kopenhag, Rio de Janeiro, Lizbon ve Semerkant girecek.. Ağlayınca Çaldıran Savaşı'nda yaralanan bir ata benziyorsun, sen benim
Reklam
6-7 yaşlarındaydık. Sokaklar bizimdi eve sadece uyumak ve yemek yemek için gelirdik. Diğer önemli ihtiyaçlar için incir yaprakları taşlar vardı bir de duvarın üstüne çıkıp yarıştırırdık. Doksanı yılların çocuklarında şimdiki zamanın en eliti bile bu ortama şahit olmuştur. Anlatmak istediğime gelince birden aklıma geldi. Çeşit çeşit çocuklar vardı. Vahşi, alıngan, nazlı ve tabi hepimizde çocuk umursamazlığı. Sıcaklarda oyun oynadıktan sonra bir yerlerde su arardık, bir çeşme hayrat veya komşunun zilini çalar isterdik. Ve bu eylemi yapmaya giderken öncelik sırasına göre "birim bir Allah, ikiyim iki peygamber, üçün üç melek sıralaması vardı. O zaman tüm bu umarsız çocuklar bu sıralamaya sanki doğa yasası gibi öyle güzel saygı duyardık ki. Hayatımızda içtiğimiz en güzel suydu belki ama beklerdik. Bana göre yeryüzünde en doğal, en gerçek saygıyı biz çocuklar o zamanlarda duyduk.
kyafetler Tanrıya karşı, biz incir yaprakları giyiyoruz
Alıntı
Kadınlar sardunya gibidir. Ve sardunyalar evin bir parçası olarak yaşarlar. Köyde beyaza boyanmış bir tenekede, şehirde bir saksıda. Eve bağlı bir çiçektir sardunya... susuz kalsa, ışıksız kalsa uzun süre direnir hayatta kalmak için. Kimsenin umuru olmaz. Göz ucuyla bakılıp geçildiğinden, yaprakları parlaklığını yitirirken fark edilmez. Ancak sarardığında şikayet edilir. Sanki sarı yapraklar sardunyanın suçudur. Hatta dalını kırsanız O kırık dalda bile çiçek vermeye çalışır..Çiçekler arasında hiç ilk olmaz onlar hızla ürerler, dalar çiçek sunarlar makbule geçmez. Kimse bir ziyarete giderken kucak dolusu bir sardunya ile gitmez. Gezerken gül daha uygundur. Vefalıdır sardunya nankörlüğü yoktur, bir avuç toprak sunduğunuzda her dalı çiçek verir... Mis kokan yaprakları, hiç güzel kokular arasında sayılmaz. O evin çiçeğidir, bir demirbaş! Övmeye ne gerek var? Hatta bahçede dikilmiş olanlar, ilk fırsatta sökülür atılır,yerine genç dallar dikilir.. Fakir çiçeğidir bazı tariflerde adı. Para olsa orkide dikilir değilmi.. Nekadar su versek onunla yaşayan, kanaatkar çiçeğimizi yeterince sevmeyiz? İncecik diktiğimiz dal,kısa zamanda tombul bir görüntüye dönüştüğü içinmi acaba? Her yerdedir sardunyalar. Erik ağacı ile incir ağacını ayıramayanlar bile tanır sardunyayı... Herkes bilir ama adam yerine koymaz. Sardunyalar kadına en cok benzeyen çiçektir bence. Hep çiçek veren, direnen en uzun dayanan evlerimizin sessiz neşesi. ❤❤❤🙏 🌼🌼🌼
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.