İngilizce
Cermen dillerinin İngiltere'de tam bir zafer kazanması yerli Britanyalıların istilacı Angluslar, Saksonlar ve Jütiler tarafından yenilgiye uğratılmaları sonucunda beklenebilecek bir durumdur. Daha sonra dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda İngiltere bir Cermen dili konuşan halklar, yani Norveçli ve Danimarkalılar tarafından ikinci kez istila edildi. İngilizcenin temel sözvarlığı ve grameri bu Cermen dillerinin birbirine karışmasıyla ortaya çıkmıştır. Zaman içinde İngilizce Cermen köklerinden uzaklaşmıştır. 1066 yılında İngiltere üçüncü defa işgale uğradı, bu defa başlarına Dük William'ın çektiği Normandiyalı Fransızlar tarafından. Normandiyalılar köken olarak kuzeyden gelip de yağmalarına bir son vermek isteyen kralın Fransa'da yerleşmeye teşvik ettiği Norveçlilerdi. Kendi Fransızcalarını konuşuyorlardı. Fransızca bir Romen diliydi ve birçok Latince sözcük içeriyordu. İngiltere'nin yeni yönetici sınıfı birkaç yüzyıl boyunca Normandiya Fransızca lehçesini konuşmaya devam etti, ta ki bu dil de İngilizcenin içine eriyene kadar, bu da İngilizcenin sözvarlığında muazzam bir artışa neden oldu. Artık neredeyse her şey için iki veya daha fazla kelime vardı. İngilizcenin Almanca ve Fransızcanınkinden epeyce büyük bir sözvarlığı var; ne de olsa İngilizce, Almanca ve Fransızcanın bir karışımıdır.
Sayfa 156 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Yıldız gözlemcilerinin en önemlilerinden biri, Almanya'dan İngiltere'ye göç eden William Herschel'di (1738–1822). Herschel müzisyendi ama tutkusu gökyüzünü incelemekti. 1781'de bir gece yıldız olmayan yeni bir cisim fark etti. İlk başta büyük olasılıkla kuyrukluyıldız olduğunu düşündü ve yaşadığı Bath kentindeki bir gruba bunu açıkladı. Gözlemleri, başkalarının da dikkatini çekti ve Herschel'in yeni bir gezegen keşfettiği anlaşıldı. Bu gezegene Yunan mitolojisindeki bir karakterden hareketle Uranüs adı verildi.
Reklam
Berlin Kongresi'nden itibaren İngiltere'nin, Osmanlı toprak bütünlüğünü koruma politikasını terk ederek, topraklarına ya kendisi ele geçirme ya da bu topraklar üzerinde kendisine bağlı devletlerin kurulmasını teşvik ve tahrik etme politikasına yönelmesi, Şark meselesinde bir kırılma noktası olmuştur..
Berlin antlaşmasından (1878) sonraki gelişmeler şöyle özetlenebilir: İngiltere Kıbrıs, Mısır ve Süveyş kanalında yerleştikten sonra eskiden olduğu gibi Osmanlı ülkesinin bütünlüğünü değil, parçalanmasını yeğliyordu. Ozamana kadar batının desteğini varlığının devamı için gerekli gören Osmanlı politikası, yeni şartlar karşısında Abdulhamit döneminde yüzünü tamamıyla alman imparatorluğuna dönmüş ve ona bağlanmıştır. Rusya ile İngiltere yakınlaşmasına karşı Osmanlı devleti de Almanya, Avusturya ve İtalya üçlü ittifakı imzalamıştır. Bu ittifak 1915’e kadar sürecektir. … II. Abdülhamit döneminden başlayarak imparatorluğun maliyesi ve demir yolları gibi büyük bayındırlık işleri batının emperyalist devletlerinin kontrolü altına girmiştir. Ülke bir yarı-sömürge durumuna düşmüştür. Halife-sultan büyük devletlerin himayesi altındaydı. Bu tarihi gelişmeler birinci Dünya Savaşı ile sonuçlanacak ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ortadan kalkmasına neden olacaktır. Bugün dünya haritasına şekil veren büyük tarihi gelişme dönemi, Berlin antlaşması ile başlamış sayılabilir.
1878 Berlin antlaşması’ndan sonra Osmanlı devleti ve büyük devletlerKitabı okudu
Plastik
Plastik fildişini ikame etmek üzere üretilmişti. 1868'de fildişi bilardo topu üreten bir Amerikan firması, fildişi darlığı çekince onu ikame edecek bir ürün için 10 bin dolar ödül koydu. John Wesley Hyatt ödülü kazandı ve selüloit adını verdiği ürününün patentini 1872'de aldı. Hyatt, patemi Alexander Parkes'dan almıştı. İngiltere'de Birmingham kentinde profesör olan Parkes 1850'de nitroselülozla kafuru karıştırdığında saydam, esnek ve dayanıklı bir madde elde edildiğini görmüş ve buna "Parkesin" adını vermişti.
Sayfa 162
BRİTON, KELT, NORMAN, SAKSON: İNGİLİZ
Böylece Sakson, ırksal yapının sağlam duvarlarını Britanyalıların temelleri üzerine inşa etmişti; güzellik konusunda hiçbir düşüncesi olmasa da, güçlü ve doğru yapısal çizgilerle gayet iyi inşa etmişti. Yapıyı bitiren ve süsleyen Norman'dı, ancak bu çizgilerden hiçbirini değiştirmedi; İngiltere'nin konuşması, özellikleri, kurumları ve alışkanlıkları özünde bugün Sakson iken, Norman'ın etkisi yalnızca dekoratif yüzeylerde bulunuyor. Bu nedenle, bir İngiliz kendini büyük bir gururla bir Britanyalı olarak adlandırdığında, oldukça hatalı bir adlandırma yapmış olur. Kelt Britanya, yedi yüzyıllık Sakson egemenliği altında kulaçlar kadar derinlere gömüldü ve ardından, yok oluşu daha eksiksiz hale getirmek için Norman'ın parlak cilasıyla kaplandı. Ve eğer bu melez ürün olan İngiliz halkı herhangi bir ırk kaynağına sahipse, bu Tötondur. Dolayısıyla, İngiliz ve İrlandalıları homojen bir halk yapmanın imkânsızlığı burada yatıyor olabilir. İngiliz Töton ve İrlandalı Kelt doğaları gereği birbirlerine zıttır, parçacıklar kimyasal olarak birleşmeyi reddederler ve ancak (kimyagerin diliyle) mekanik karışımla bir araya getirilebilirler.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.