"Okumak, haz duymaya, zihnimizi süslemeye ve yetkimizi artırmaya yarar. Haz duyurmak hususundaki faydası, insan bir köşeye çekilip tek başına kaldığı zaman kendini gösterir. Zihnimizi süslemesinin, konuşurken yetkimizi artırmasının da, bir iş hakkında hüküm verirken, o işi başarırken faydası dokunur."
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Reklam
Aslında Bütün Sorunların Nedeni Belli... Ayrıştırmak ve Baskılamak... Nasıl mı? Mesela Yemek Ayırt Edersen, Sağlıklı Beslenemezsin, Cinsiyet Ayırt Edersen Kim Kötü, Kim İyi Anlayamazsın, Renk Ayırt Edersen, Irk Ayırt Edersen, Köken Ayırt Edersen, İnanç Ayırt Edersen, Yaş Ayırt Edersen, Görünüş Ayırt Edersen Hep Aynı... Diğeri de Öyle, Dini Öğrensin Diye Baskı Yaparsan Dinden Uzaklaşır, Okusun Diye Zorlarsan, Okumaz, Çalış Diye Baskı Yaparsan Kaçar, Yapma Dersen Yapar, Sus Dersen Susmaz Gibi Gibi Uzar Gider... Yani Anlayacağınız Çözüm Diye Önerilen Her Şey Saçmalık, Sorun da Sebepte Yolu da Belli... Ama Biz İnsan Olmayı İş Sanıp, Okumayı Zorunluluk Kabul Ettikçe Cahil Beyinlerin, Ukala Tavırlarını Kabul Görüp Susmayı Tercih Ettikçe, Ne Cinayetler Biter, Ne İş Sorunu, Ne Eğitimsizlik, Ne Yolsuzluk, Ne de Kötülük... Ah İnsanoğlu Ah... Bir Kere de Geç Şu Sınavı... Soner AYAN
Gerçek şu ki, her zeki insan, iyi bilirsiniz bunu, bir gangster olmayı ve salt şiddet yoluyla toplum üzerinde egemenlik kurmayı düşler. Bu iş, bir takım uzmanlık konularını işleyen romanların düşündürebileceği kadar kolay olmadığı için, genellikle, politikaya bel bağlanır ve en acımasız partiye koşulur. Herkese egemen olmak bu yolla mümkün oluyorsa, ruhunu küçültmenin ne önemi var değil mi?
Sayfa 40 - Can yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde O baharlım laklakını durup dinlememişsen Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine Akasya mor akasya ak akasya sarı sarı sarkmış da bahar mavilerinden Yaşamak ne güzel şey diye
İnsan dediğin varlık, bir ipin ucunda asılı gibidir, altındaki uçurum her an yutabilir kendisini; ama o bununla da yetinmez, bir sürü iş açar başına, yaşamını kendi elleriyle mahveder.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.