Hepimizin de bildiği gibi, insanlarla anlaşmanın ve meseleleri çözmenin anahtarı iletişimdir, değil mi?
Hepimiz, "Neden bu konuyu konuşmuyoruz?" deriz.
"Konuştuğumuz sürece, bir ümit vardır," diye düşünürüz.
Meselenin, eşinizle, patronunuzla, müşterinizle, ev sahibinizle,meslektaşınızla ya da çocuğunuzla ilgili olup olmaması hiç önemli değildir.
İnsanlar, karşılarındakini dinleyip her şeyi açıkca, dürüstçe açıkladıkları sürece, her meselenin çözüleceğine inanırlar.
Buna bel bağlamayın.Gerçek hislerinizi, samimi fikirlerinizi ve gerçek niyetinizi açıklamak, sizi insanlarla her zaman için yakınlaştırmaz.Genellikle, tersi olur. Fakat, birbirinizi daha iyi anlayarak, daha olumlu adımlar atabilirsiniz.
Konuşmanın başarılı olup olmayacağını ya da geri tepip tepmeyeceğini ne belirler?
Strateji.
Kitabımızın konusu da, strateji.
Kişisel soruları, cevaplama isteği uyandıracak hale nasıl getiririz?
Birbirini çok iyi tanımayan insanlar, sohbet konusu bulma ve karşısındaki insanı tanıma gayreti ile bazen “en sevdiğin kitap nedir?” ya da “en sevdiğin film hangisi?” türünden sorular sorarlar. Bu gibi durumları yeterince tecrübe edenler çok iyi bilir ki bu sorulara cevap
Biz neden hayattan kaçıp kitaplara sığınırız? Çünkü dünya sahtekarlarla doludur azizim.;insanlar samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim o koca koca kitapları devirmemiz, iki satır samimiyet bulabilmek içindir arkadaşlar.
Dünya sahtekarlarla doludur azizim; insanlar samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim o koca-koca kitapları devirmemiz, iki satır samimiyet bulabilmek içindir...
