Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İrem

İrem
@iremalbyrk
Wattpad hesabım: the_albyrkirem
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Daha önce "Öğrenci Kız" adlı öyküsünü okuduğum bir yazar Dazai. Ve Dazai'nin hayatını okuduğumda bu kitabı daha iyi anladım ve ruh halini daha iyi tahlil edebildim. Kendi hayatıyla Yozo'nun hayatında pek çok benzerlik var. Kendi intiharından az bir zaman önce tamamladığı bu kitabı aslında bir veda mektubunun sonunu oluşturuyor. Yozo'nun başına gelenleri okurken aslında Dazai ile (gerçek ismiyle Şuci Tsuşima) tanışmış ve vedalaşmış oluyoruz. Yozo kendi oluşturduğu ve kendinden ayrı tuttuğu "soytarı" rolünü, bir ikinci kişilik gibi sergiliyor. Ailesiyle, arkadaşlarıyla ve diğer insanlarla birlikteyken sık sık bu soytarı rolünü sergilemekten geri durmuyor ve bu rol ile var olmaya çalışıyor. Soytarı rolünün aslında kendisine ağır bir yük olduğunu şu alıntıyla görüyoruz: "Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum, bir ipte yürüyordum, ter içindeydim, onları eğlendirdikçe felaket ihtimali her an yaklaşıyordu." Ciddi şeyler söylediğinde dikkate alınmadığı için her şeyi alaya, komikliğe vuran karakterimiz giderek daha fazla içine çekiliyor. Başarısız intihar girişimleriyle, onun tabiriyle "utanç" dolu bir yaşam sürmeye çalışıyor. Ve bu utanç dolu yaşamı nihayetinde sona erdiriyor. Kitap sona erdiğinde, acaba daha farklı bir hayatı olabilir miydi, diye düşünmeden edemedim. İçinde bulunduğu sıkıntılı durum ve içsel bunalımlarının oradan oraya sürüklediği, yanlış şeylerin peşinden gidip yine kendisine zarar verecek bağımlılıklara sahip olmasaydı acaba nasıl olurdu? Belki de bu kitabı hiç okumamış olurduk.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,2bin okunma
Reklam
200 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sırf kendi görüşlerini belirttikleri, gerçekleri söyledikleri için aile bireyleri tarafından Salpêtriére Hastanesi'ne bırakılan kadınlar, burada "deli" muamelesi görerek doktorların oyuncağı haline gelir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle çepeçevre sarılan kadınlar, bu hapishane ve hastane birleşimi yerde ömürlerinin sonuna kadar kalmak mecburiyetinde bırakılmaktadır. Bazı dönemlerde hastanede bir balo düzenlenmekte ve dışarıdan misafirler kabul edilmektedir. (Tabiri caizse hayvanat bahçesini ziyaret edermiş gibi oraya gelip "deli" kadınları seyrediyorlar. ) Kitabı okurken kadınlara karşı sergilenen tavırlar sinirlerinizi fena halde bozacak, günümüzde maalesef hala devam eden bazı kuralları bir kez de buradaki karakterlerin yaşamasına şahit olacaksınız.
Deliler Balosu
Deliler BalosuVictoria Mas · Fol Kitap Yayınları · 202174 okunma
488 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Thorn, ölen babasının intikamını alabilmek için savaşcı olmaya karar verir. Bir gün onu eğiten ustası tarafından üç erkekle birden talim yapmaya zorlanır. Talim esnasında bir kaza olur ve Thorn bir arkadaşının ölümüne neden olur. Ancak ustası bunun bir kaza olmadığını ve onun katil olduğunu ilan eder. Taşlanarak ölme cezası alan Thorn, ilk kitaptan çok iyi tanıdığımız ve artık Peder olan Yarvi tarafından kurtarılır. Yarvi onun yeteneğini kullanmaya karar verir. Thorn, Peder Yarvi'nin Harap Deniz boyunca çevirdiği oyunlarla Yüce Krala karşı müttefik toplamasında ona eşlik eder. Onlarla birlikte yola çıkan Brand, talim alanında yaşananlara ses çıkaran tek kişidir. Peder Yarvi'ye olayın aslında kaza olduğunu ve Thorn'un katil olmadığını söylediği için de ustası tarafından gözden çıkarılır. Ancak bu gözden çıkarılış onun için yepyeni bir maceranın kapısını aralar. Macera kaldığı yerden devam ederken Thorlby'den ilk şehire kadar ulaşan uzun bir yolculukta soluksuz bir mücadeleye eşlik ediyoruz. İlk kitap gibi bu kitabı da beğendim. Klasikleşmiş şekilde bitmediği için de mutluyum. Karakterlerin kendi hikayeleri ve hem kendileriyle hem de etraflarında olup bitenlerle sürdürdükleri mücadeleler etkileyici bir şekilde anlatılmıştı. Üçüncü kitap henüz türkçeye çevrilmediğinden şimdilik harap denize veda ediyorum. Umarım en kısa zamanda son kitap da çevrilir.
Dünyanın Öteki Ucu
Dünyanın Öteki UcuJoe Abercrombie · Pegasus Yayınları · 202017 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kraliçe ikiz çocuklar doğurur. İleride taht kavgası yaşanır da ülke karışır korkusuyla ikizlerden biri uzaklara gönderilir ve unutulur. Yıllar geçip gider ikizlerden biri tahtta oturur, diğeri bir hapishanede çürümeye bırakılır. Ancak bir gün yanına gelen kişi tarafından hapisten kaçırılan ikiz, tahtta oturan kardeşinin yerine geçmek üzere hazırlanan planı uygulamaya koyar. Krala düzenledikleri komplo işe yaracak mı dersiniz? Üç silahşörlerin devamı niteliğinde olduğunu çok sonradan anladığım, altın kitap yayınlarının çocuk klasikleri içinde yer alan bir kitap. Bir çocuk kitabına göre olayların anlatımını karışık buldum. Serilerle bağlantısı olduğundan kaynaklı da olabilir bu. İsimler aklımda hiç kalmadı neredeyse. Sürekli kurulan farklı planlar takip etmeyi güçleştiriyor. Merak edenler için spoiler: Kapağını gördüğümde ikizlerin birbirleriyle kılıç kılıca çarpışacaklarını, taht için yeni bir mücadele vereceklerini düşünmüştüm. Ancak öyle olmadı ve karşılaşmalarından çok kısa süre sonra her şey ortaya çıktı. Beklediğim taht mücadelesi yaşanmadı. İkiz kardeş maalesef kitaba da adını verdiği üzere demirden bir maske ile yüzü saklanarak yeniden hapse atıldı. Onunla plan yapanlar ise birer birer cezalarını çekti. Kral tahtta kalmayı sürdürdü. Serinin tamamını okumuş olsaydım beğenir miydim bilmiyorum ama şu an pek sevemedim bu kitabı.
Demir Maske
Demir MaskeAlexandre Dumas · Altın Kitaplar · 2019625 okunma
464 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Meftun, Batı özentisi bir adam. Ailesini de bu yolda eğitmek için çırpınıp dururken hayli zorlansa da pes etmez. Bu sırada cimriliği ile nam salmış ancak malı mülkü pek çok olan Kasım Efendi'yi gözüne kestiren Meftun, bu ihtiyarın malvarlığını kendi üzerine almak için kızıyla evlenme planı yapar. Ancak işler istediği gibi gitmez. Tam bu sırada kız kardeşi Lebibe ile Kasım efendinin oğlu Mahir'in ilişkisini öğrenince yeniden ışıklar yanar ve yeni bir plan yapar. Modernleşmeye çalışırken peşlerini bırakmayan alaturkayla her fırsatta mücadele eden Meftun amacına ulaşıp Kasım efendinin mallarına konacak mı dersiniz? Hüseyin Rahmi'nin kalemiyle tanışmak için yanlış bir kitap. Bunun yerine ilk olarak "Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç", "Hakka Sığındık" veya "Gulyabani" adlı kitaplardan başlamak okuma kolaylığı açısından en doğrusu olacaktır. Çünkü bu kitapta yazarın anlatımı okuyucuyu hayli yoran, uzun uzun betimlemelerle sıkan bir havaya sahip. Gürpınar'ın esprili dilini bu kitapta da görüyoruz ve pek çok yerde gülmeden edemiyoruz. Ancak anlatımdaki yoğunluk bu keyfi biraz baltalıyor. Toplum yapısı, kadın erkek ilişkileri, ataerkil sistem üzerine eleştirileri şu anda bile geçerliliğini bir bakıma sürdürüyor. Her ne kadar eğitim bakımından günümüz kadınları, erkekler kadar gelişmişlik gösteriyor olsa da değişmeyen kalıplar yine kadınları çepeçevre kuşatmaya devam ediyor. Toplumun kadın erkek algısı o zamandan bu zamana ne yazık ki pek değişemedi.
Şıpsevdi
ŞıpsevdiHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,091 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Tokyo'nun banliyösünde yaşayan, ismini bilmediğimiz bir kızın bir gününü anlatan oldukça kısa bir kitap. Genç kız, hiç sevmediği sabahlardan birine gözlerini açıp güne başladığı andan itibaren  hayatla, insanlarla ve kendisiyle ilgili şikayetlerini dile getirmeye başlar. Yetişkinliğe geçiş sürecinde olmanın getirdiği asilik ve gerginlikle kendini hep kötü bir kız olarak görüyor. Çevresine sürekli eleştirel gözlerle bakıyor ve yargılıyor herkesi. "Neden kendimizden memnun olup hayatımızın geri kalanında sadece kendimizi sevemiyoruz?" Diye soruyor kendine. Ama hemen ardından bu sorusunun cevabından pişmanlık duyuyor. Pek çok kereler kendini düşündüğü için suçlu hissediyor. Hayatını hep başkaları için harcaması gerektiği hissine kapılıyor. Her gün yaptığı işler üzerine yapışıp kalmış. Güzelce yaşamak isterken hüznünü içine atmaktan öteye gidemiyor. "Kimse bizim çektiğimiz acıları gerçekten bilmiyor. Kim bilir büyüdüğümüzde, şimdiki acılarımızı ve üzüntülerimizi saçma bir şeymiş diye hatırlayacağız belki. Ama yetişkin olana kadarki bu uzun ve can sıkıcı dönemi nasıl yaşamamız gerekiyor. Bunu kimse söylemiyor?" Diyerek anlaşılmamaktan dem vuruyor.  Ani duygu değişimleri,  uçsuz bucaksız, hayalgücü ve kontrol etmekte zorlandığını söylediği dürtüleriyle sürekli olarak sorgulama halinde.
Öğrenci Kız
Öğrenci KızOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20228,1bin okunma
264 syf.
3/10 puan verdi
İrlanda'nın küçük bir şehrinde yaşayan ve aynı okula giden Connel ve Marianne'in lise yıllarından üniversiteye kadar uzanan hikayesini anlatıyor. Connel lisede okulun popüler çocuğu iken Marianne dışlanan bir çocuktur. Connel'ın annesi Loreinne, Marianne'in ailesinin evine yardımcı olarak gidip geldiği sıralarda iki gencin yolu
Normal İnsanlar
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,1bin okunma
232 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İçinde on tane öykünün yer aldığı bu kitapta her öykü birbirinden tuhaf ve ilginçti. Yazarın seçtiği konular, konuyu işleyiş tarzı değişikti. Beğendiğim öyküleri olduğu kadar okurken rahatsız hissettiğim öyküleri de oldu. Her bir öyküde yer alan karakterler farklı olsa da hepsinin yaşadığı mücadele benzer. Öfkeli, yalnız, çaresiz ancak savaşçı karakter hepsi. Kafa, Bedenleşme, Kapan öykülerini sevmedim. Sevmeme nedenim anlatılan öykülerin rahatsız ediciliğinin fazla olması. Diğer öykülerin arasında Elveda Sevgilim, Rüzgarın ve Kumların Hükümdarı, Yara İzleri hem merak uyandıran hem de şaşırtan hikayelerdi.
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20231,988 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
Çolak olarak doğan prens Yarvi, ailesi tarafından istenmeyen kişi olduğundan kendini okumaya ve araştırmaya vermiştir. Vaiz olmak için gireceği sınava hazırlandığı bir sırada babası ve ağabeyinin vefat haberini alır. Tahta çıkmak zorunda kalır. Ancak daha tahta oturamadan amcası Odem'in ihanetine uğrar ve o an hiçbir zaman çıkmak istemediği o tahtı geri almak için ant içer. Entrikalar, ihanetler, tuzaklar ve sonu gelmez mücadelelerle dolu bir macera. Kitap o kadar iyiydi ki. Bir serinin parçası olması ve üçüncü kitabının henüz çevrilmemiş olması üzücü. Film tadında bir hikayesi vardı. Ve itiraf etmeliyim ki sonunu hiç böyle beklemiyordum. Ama böyle bitmesinden de memnunum. Ters köşe olmak güzeldi.
Çolak Kral
Çolak KralJoe Abercrombie · Pegasus Yayınları · 201855 okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İyi Eşler | Louisa May Alcott | 345 sayfa Küçük kadınlar kitabıyla tanıdığımız kız kardeşlerin macerasının devamı olan İyi eşler, önceki kitabın üç yıl sonrasını anlatıyor. Kızlar çocukluktan çıkıp yetişkinliğe doğru adım atarken bu yeni duruma alışmaya çalışıyor. Meg kendisi ve John için iyi bir yuva kurmak istemekte, Jo kitabını yazmak ve
İyi Eşler
İyi EşlerLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,122 okunma
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
"Bazen insan kendisinde çok mutluyum deme hakkını bulamayacak kadar çok acı çeker." Kitap Witt kardeşlerin idam edilmesiyle başlıyor. Hollanda tarihi en sıkıntılı dönemlerini yaşamaktadır. Tüm bunlar olurken Çiçek üreticileri derneği bir ödül vereceğini kararlaştırır. Ödülü kazanmanın şartı ise daha önce hiç görülmemiş olan siyah laleyi yetiştirmektir. Kitabın başında idam edilen kardeşlerden birinin vaftiz oğlu olan doktor Cornelis van Baerle de siyah laleyi yetiştirmek için kolları sıvar. Siyah laleyi yetiştirmeyi ve adını duyurmayı aklına koyan Baerle, karşısına çıkacak engelleri aşmaya kararlıdır. Gecesini gündüzüne katarak ürettiği lale soğanlarını dikmek için hazırlıklar yaparken başına gelen talihsizlikler üzerine kendisini hapishanede bulur. Dert ettiği şey, hapishanede olmak değil, çok sevgili lalesini yetiştiremeyecek olmaktır. Ancak her kötü şeyin ardından güzel şeylerin gelmesi gibi kendisine yardım etmeye kararlı zindancının kızı Rosa ile tanışmasıyla umutları yeniden yeşerir. Şimdi yeniden tek hedefi lalesini yetiştirmektir. Ancak kahramanlarımızın başı dertten kurtulamayacaktır. Çünkü siyah laleyi yetiştirmek ve adını duyurmayı aklına koymuş birisi daha vardır. Bu adam ise kıskançlığı uğruna her şeyi yapabilecek birisidir. Kıskançlıklar, iftiralar, hayalkırıklıkları ve fedakarlıklar.... Hepsi bu kitabın içinde. Başta okumak zor gelse de sonrasında su gibi aktı. Tavsiye ederim.
Siyah Lale
Siyah LaleAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202113,8bin okunma
408 syf.
5/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Kirke, ailesi tarafından dışlanan, yok sayılan, küçük görülen biridir. Herkesin özel güçleri olmasına rağmen kendisinin böyle bir gücü yoktur. Hatta sesi, ölümlü sesine benzediği için ciddiye bile alınmamaktadır. Bir gün aşık olduğu bir gemiciyi kendisi gibi ölümsüz yapmak ister ve bunu başarır. Ancak daha sonra gemici kendisine sadık kalmaz ve
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,6bin okunma
328 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Birbirinden farklı özelliklere sahip olan dört kız kardeş, Amerikan iç savaşı'nda ayakta kalmaya çalışmaktadır. Erkek gibi davranan Jo, kırılgan Beth, eskiden oldukları gibi zengin olabilmenin hayali ve özlemini duyan Meg ve evin şımarığı Amy. Hayata bakış açıları bakımından birbirinden farklı olsalar da her zaman dayanışma ve sevgiyi ön planda tutmaktadır. Babaları savaştayken geride kalan bu kızlar, anneleriyle birlikte yoksullukla mücadele etmekte vs ortak amaçlar uğruna çalışmaktadır. Bu kitapta sevgiyi, dayanışmayı, affetmeyi en güzel haliyle görüyoruz. Kitap biterken üzülmüş olmakla birlikte bunun bir son olmadığını öğrenince mutlu oldum. Çünkü yazar, İyi Eşler adlı kitabıyla bu öyküyü devam ettirmiş. En kısa zamanda devam kitabını okumak istiyor ve beni nelerin beklediğini sabırsızlıkla merak ediyorum.
Küçük Kadınlar
Küçük KadınlarLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,3bin okunma
304 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
56 günde okudu
Kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz bir kitap. Maëlle adlı baş kahramanımız hayatında sürekli bir şeyleri kontrol altında tutmaya çalışan, yoğun bir iş hayatı yaşayan mutsuz bir kadın. Bir gün arkadaşıyla ilgili öğrendiği bir gerçekle hayatını tümden değiştirecek bir yolculuğa doğru adım atması gerekir. Ve böylece hikaye başlar. Maëlle'in hikayesini okurken, aslında biraz da kendi hikayemizi okuyoruz. Hayatın koşturmacasına kendimizi o kadar kaptırmışız ki hep bir şeyleri elde etmeye çalışarak günlerimizi geçiriyoruz. Zamanla savaşıyoruz, bir salise bile onu durdurmaya gücümüz yetmediği halde. Sürekli olarak kaygı içerisindeyiz. Korkuyoruz, endişe ediyoruz. Bu kitapta benzer duyguları yaşayan Maëlle'in başına gelenleri okurken kendi iç dünyamızın da kapılarını aralıyoruz. Kitapta yer verilen kimi hikayeler tanıdık gelse de verdiği mesajı dikkate alarak tekrar okumak, farklı bir bilinç kazandırdı bana. Hepimizin hikâyesi aslında bu. Kitapta geçen ve beni en çok etkileyen cümle şuydu: "Gerçekten de hayatımı ıskalıyorum." Hayatı ıskalamak? Hayatımızı ıskalamak... Bir şekilde onu yaşayamamak. Anlamı oldukça derin bir cümleydi benim için. Maëlle'in yolculuğunda ona eşlik eden insanların bakış açılarıyla bende farklı bakmaya başladım. Olayların bizim onları algıladığımızdan çok başka anlamlara sahip olabileceğinin farkına vardım. Verilen öğütleri hafızamın bir köşesine kazıdım. Kitabı ilk elime aldığım kişiyle bitirdikten sonra kapağını kapatan kişi kesinlikle aynı değildi.
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua · Yan Pasaj Yayınları · 20192,709 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Öncelikle bu incelemenin spoiler içerdiğini söylemek istiyorum. Kitabı beğendim de diyemem beğenmedim de. Fikret adındaki bir kızın, doktoruna aşık olmasıyla başlıyor hikaye. En büyük sorun ise doktorun zaten evli olması. Fikret, doktorun evli ve çocuklu olduğunu öğrenince ondan ayrılır bir daha onunla görüşmez, ancak hiçbir zaman da onun sevgisini kalbinden söküp atamaz. Kendisinden yaşça büyük ama kendisini el üstünde tutan, sevgisini her zaman belli eden Sait Bey ile evlenmesi onun doktor Nejat'ı sevmesini engellemez. Bence ilk yanlış da burada başlıyor. Fikret, hiçbir zaman Sait Bey'i tüm kalbiyle sevemiyor. Yıllar sonra Sait Bey'in yiğeninin evlerine gelmesi ile Fikret şoka uğruyor çünkü Sait Bey'in yiğeninin eşi, doktor Nejat'tan başkası değildir. Fikret'in ikinci yanlışı burada kendini gösteriyor. Fikret, doktoru tanımıyor gibi davranıyor ve eşi Sait Bey'e de doktoru ilk kez gördüğünü söylüyor. Olaylar da devam ediyor. Ben ilk kez bir kitabın ana kahramanını hiç sevemedim. Çünkü Fikret yaptığı yanlışlara aşk etiketi vuruyor ve kendince bunu savunuyordu. Haksızlığa uğrayan doktorun ailesi ve özellikle de onu tüm kalbiyle seven Sait Bey'in durumunu üstünkörü düşünüyor ve yine de kendisini düzeltmeye hiç çalışmıyordu. Yani kitap aslında bir nevi yanındaki ile yaşar, aklındaki ile ölürsün tarzı bence oldukça saçma bir motto ile sürdü ve bitti. Fikret'in ve Nejat'ın fedakarlık yaptıklarını zannedip aslında hiçbir şey yapmamaları, hatalarını kabul etmek yerine kılıf uydurmaları beni sinir etti. İlk kez bir kitapta kendimi ana karakterin yerine koyduğum zaman haklı bulamadım.
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı MetrukesiGüzide Sabri Aygün · Can Yayınları · 20212,094 okunma
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.