Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Allah, hür iradeye sahip insanı yaratmakla bazı konularda kendi iradesine yine kendi isteğiyle sınır koymuş ve bu şekilde insana özgürlük vermiştir." (İkbal, İslam Düşüncesi, s.112)
İnsanın davranışını geliştirmenin ve onun tabiatın güçlerini kontrol etmesinin imkanını bildiren Kuran öğretisi, ne iyimserliktir ne de kötümserlik. Onun öğretisi iyileşmedir, gelişen bir alem olduğunu kabul eder ve insanın kötülüğe karşı nihayetinde muzaffer olacağı umudunu taşır.
Sayfa 115
Reklam
Gerek duygu ve vicdan aleminde, gerekse hareket ve realiteler dünyasında tarihin bir daha eşine rastlamadığı olağanüstü ideal topluluk örneğini insan hayatında gerçekleştirebilen tek sistem İslam'dır.
Ortada pek çok akıl vardır; benim aklım, senin aklın, onun aklı, şunun aklı, bunun aklı... Ortada eksikliklerin, bilgisizliğin, şehvetin ve nefsin arzularının etki etmediği mutlak anlamda bir akıl yoktur. O halde Kur'an ayetleri nasıl böylesi aklın prensiplerine göre kıyas konusu yapılsın? Eğer biz Kur'an ayetlerini bu akıl çeşitlerine uydurmak için yorumlamaya kalkacak olursak sonuçta anarşiye varacağız demektir.
Kişioğlu islam düşüncesini bütün özellikleri ve temelleriyle birlikte alır; ne üzerine bir şey ekler, ne de ondan bir şey eksiltir. Sadece ve sadece kendisini ona göre ayarlar. Hayatını onun gereklerine uydurur. İşte bundan dolayı islam düşüncesi, geliştirilmesi (!) gereken bir düşünce değildir. Çünkü o zayıf değildir. İnsanlık onun sınırları içerisinde gelişir; anlayışını ileterek onunla bir diyalog kurar.
İnsanlığın huzura ve rahata ulaşabileceği günlerden bir gün bağrına sığınabileceği tek sistemdir İslam.
Reklam
İnsandaki hareketlilik isteği, insanın kendi özünden kaynaklanmaktadır. Çünkü insan yaratılışının yeryüzündeki hilafet görevini yerine getirmesinin bir gerçeği de hareket etmesidir. Çünkü yeryüzünün imarı ve ilerleyebilmesi için bu hilafet, hareketliliği gerektirir.
Aslında, ortada İslamın çöküşü gibi görünen durum, gerçekte; gevşekliği, umursamazlığı ve tembelliği yüzünden ezeli sese kulak veremez hale gelmiş gönüllerimizin içine yerleşen ölüm ve boşluktan başka bir şey değildir.
İnsanlığın, -bütün bir gelişmesine rağmen- İslamdan daha ileri bir duruma gelebildiğini gösterebilen açık bir işaret de yoktur. Dahası insanlık, İslamdan daha güzel bir ahlak düzenini ortaya koyamamıştır. İslamın ümmetçilikle ortaya koyduğu insan kardeşliğini, insanlık hiçbir zaman gerçekleştirememiştir.
İnsanoğlunun yeryüzündeki hayatı çok uzun bir yolculuk anındaki sınırlı bir dinlenme aşamasıdır. İnsanın dünyada başına gelen şeyler her şeyin sonu değildir. Aksine dünyada olagelen şeyler, uzun bir yolculuğun başlangıcı içeriğindedir. Bütün bunlarla insanoğlu sınanmaktadır. Hesap diyarına gittiği zaman derecesi, bu sınanmaya göre ortaya çıkacaktır.
Reklam
Çoğu kez Kuran'ı Kerim'de iman konusu anlatılırken veya müminlerden söz edilirken, bu imanın pratik bir anlatımı olan hareketten de söz edilir. O halde sorun, sadece duygu bağlamında yaşamaktan ibaret değildir. Asıl önemli olan konu, İslam düşüncesinin hayat sistemine ve İslam'ın hayat görüşüne uygun bir planın, pratik hayata yerleşmesi ve bu planın uygulanması için harcanması gereken hareket ve enerji sorunudur...
Michael Muhammad Knight
"Tüzeci mistiğe karşı" ikiliği her zaman çok ciddi bir ayrım olmuyor, özellikle de en üst kademe devrimci tüzeci-mistik Ayetullah Humeyni'nin şiirlerindeki Mansur'a yapılan atıfları göz önünde bulundurursanız:"Kendi varlığımı unutup "Ben Hakk'ım" diyorum, ve Hallac-ı Mansur gibi idama gönüllü oluyorum.". Mansur'u yasaya karşı gelen ruh kahramanı olarak gördüğümde bunun örtülü bir Hristiyan düşüncesi olabileceğinin farkındayım; kendim gördüğümden Mansur'u yanlış okuyor olabilirim. Beyazlık, Batılı-lık ve Katolik olarak yetiştirilme geçmişim büyük bir sıkıntı yaratıyor olabilir. Louis Massignon'a göre Mansur'un esrik gnosis ve çarmıha gerilmesi sayesinde İslam'ın en gizli gerçeği gözler önüne serilir oldu -İslam'ın özünde bulunan, yine de ortodoks Müslümanlar tarafından korkulan, tiksinilen ve umarsızca reddedilen gerçek Hakk-, yani mistik bir Hristiyan deneyimi. Massignon İslam'dan bahsederken, diye yazıyor Edward Said, Hazreti Muhammed "ekarte edilip Hallac-ı Mansur öne çıktı, çünkü o kendini bir İsa-figürü olarak görüyordu.". Mansur'un tutkusu Avrupalı Hristiyanlar'ın İslam'a kendi spiritüel evrenlerini İslam'ın içsel anlamı olarak sunma şansını verdi -gerçek Müslümanlar bu içsel anlamı bilse de bilmese de. Normalde geleneklerin içiçe geçirilmesinden yakınacak biri değilimdir, ama kolonicilik yine de göz önünde tutulmalı.
Sayfa 128 - 6:45 _ 2015Kitabı okudu
Peygamberin en güç işlerinden birisi, araplara namaz kılmayı kabul ettirme meselesiydi. Onlar bugün de bu işe pek ilgili görünmemektedirler.
Sayfa 64
Ebu Hanife'nin sistemi, İslamiyetin yayılmasıyla kompleks ve ileri bir medeniyetin ihtiyaçlarına cevap vermek üzere ortaya çıkan usullerin, ciddi ve mutedil bir revizyonunu temsil eder.
Sayfa 77
Müslüman kültür tarihini ele alırken arap felsefesi, arap ilmi demek yerine arap diliyle yazılmış felsefe, arap diliyle yazılmış ilim demeye daima dikkat etmeliyiz.
Sayfa 103
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.