Yani Müslüman zahiri fıkıh (şeriat) uyarınca düzenlediği hayatını batıni fıkıh (tasavvuf ) hükümleriyle alt üst etmez.
Yunus Emre'nin 'Kapıda kaldı şeriat" mısramı, batıni fıkha ulaştıktan sonra zahirdeki kuralları bıraktım anlamında değil de; davranışlarımın kapısını şeriat tutmaktadır, ben ancak şer'i esaslara uymak suretiyle içimdeki zenginliği artırabilirim, hayranlığımı daha üst seviyeye vardırabilirim, şeklinde de yorumlamak gerekir.