Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Milletinin yokluk içerisinde ki asaleti…
"Ahmet Haşim, 1919 Anadolusunun İçler Acısı Halini Anlattığı Mektubunu" dönemin Manisa milletvekili Refik Şevket Bey'e göndermişti. Bu mektubu her Türk vatandaşının defalarca okuyup beynine kazıması lazımdır! “sevgili refik, ihtimal sana fazla yazıyorum. fakat ben bundan memnunum. bulunduğum noktalardan sana doğru uçurduğum bu
İtiraf ediyorum! Mesleğe başlayalı 2-3 yıl olmuştu. Yaşım 24 bilemedin 25. Gazetedeki amirim belediye başkanının programından bahsetmiş, beni orada görevlendirmişti. Mesafe uzak olunca belediyenin tahsis ettiği araç gelip muhabirleri aldı. Ben dahil dört kişiydik. İki kız iki erkek. Gittik haberi yaptık. Haber dediysem ciddi bir olay
Reklam
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Galata'da Gün
Burayı bir günlük edasıyla kullanmak hoşuma gidiyor. Bu yazı da onlardan biri olacak. Elimde
Samiha Ayverdi
Samiha Ayverdi
’nin Yolcu Nereye Gidiyorsun adlı kalınca kitabını tutarken, içimden, sanki bana soru soruyormuşçasına Şişhane’ye diye ona cevap veriyorum. Kalınlığından mütevellit bir noktadan sonra parmaklarıma hücum eden kasılma ve yorgunluk yer yer el
Genco Marcel'in Önlenemez Düşüşü
Duygularım, duygu, duy… Adım Marcel benim, gerçi ismim Mahmut, Marcio ya da Matthias olsa ve başka bir kültürde büyümüş olsam da hiçbir şey fark etmezdi tıpkı aşık olduğum kızların görünüşlerinin benim harikulade hayal gücümden tek tip çıktığı gibi. Çünkü benim bu yüce hassas gönlüm her toprakta, her coğrafyada çiçek açabilir tıpkı çiçek açıp
istanbul’da istanbul’a gidiyorum hala. belki de bir anlamda istanbul kalmadığı halde, ben istanbul’a gitmeye çalışıyorum. istanbul’u arıyorum, ama istanbul boyuna kayboluyor, sanki anlamıyla, venedik’in fizik olarak battığı gibi batıyor. sanki gün elimizde, kaybolan, batan bir kuştan kalan tüyler gibi bir kaç şey kalacak istanbul’dan diye bir duygu yiyip bitiriyor içimizi.
Reklam
Korka korka birbirimize sarıldık.
64’lerin Feriköyü’ne dönelim… - Dönelim… Nüfus az. Herkes birbiriyle dost, arkadaş. Daha çok azınlıkların yaşadığı bir muhit. Mahalle kültürü hakim. Irk, din, dil ayrımı yok. 12 yaşındayım. Cumbalı bir evde yaşıyoruz. Babam, Nestle Fabrika’sında çalışıyor, annem ev hanımı, bir kardeşim var. Annemle babamın en yakın arkadaşları Rum ve Ermeni.
Güle güle İstanbulum size tavsiyem karış karış gezin istanbulu gurbetime gidiyorum. İçim buruk koskocaman istanbulu bırakıyorum işte yine, her gittiğimde ağlar istanbul yağmur yağar bu sefer yağarmı bilmem ama ben her istanbuldan ayrılışımda içim kan ağlar. Bu sefer gezebildiğim kadar gezdim ilkde tek başıma gezdim İstanbulu istanbula yeniden aşık oldum ve istanbulu hiç gezmediğimi farkettim içler acısı bir durummuş… Bazı arkadaşlarım snaplerimi görüp ay keşke bende senin gibi gezebilsem böyle diye yorumlarda bulundu e yarın gel gezelim dedim bu sefer onlarlada gezmeye koyuldum çok eğlenceliydi. İstanbulum seni çok seviyorum ben seni bıraktım sen beni bırakma…
HANLARA NE OLDU?
OCAK AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ #99236053 Dışarıda bir kalabalık olduğu içeriden hissediliyor. Bir hareketlilik var. Kuşları kaçıran doğanın sesini bastıran bir insan hareketliliği. Ya yeni birileri geliyor ya da yeni bir yol çalışması olacak kim bilir? Dinliyorum. Çok uzun zaman olmadı buraya geleli ama alıştım.
Mustafa Kutlu’dan içe dokunan bir o kadar da sıcak bir hikaye, iç döküş...
Hırvat iki sevgili tarafından beş yıl önce başlatılan ve bugüne kadar bir çok ülkeyi gezen “Kırık Kalpler Müzesi” (Sergisi mi demek lazım?) artık Zagreb’te kalıcı olarak açılmış. Olinka Vistica ve Drazen Grubisic’in beş yıl önce ilişkilerinin “mirasını” muhafaza etmek için başlattıkları ve hüzünlü ayrılıklarının tanığı yüzlerce eşya, bu yılın
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.