Neden ağladın anne?
Bavuluna sığmayan neler götürdün başka içinde. Titreyen sesinde saklanan bir şeyler vardı. Neydi onlar? Gitmeyi çok istediğin bir yere gidiyorsun da hem ağlarım hem giderim mi diyorsun? Bu senin düğünün mü?
Arkama bakmak istemedim, ağladığını biliyordum. Tıpkı ben beş altı yaşlarındayken, Antalya’ya tatile gideceğim diye ağlarken, babamın elinden tuttuğumda arkama bakmak istemediğim gibi. Ne ağlamıştık ikimiz de hatırlıyor musun? İkimizden biri ölmüş gibi… İlk defa seni kendi isteğimle terk ediyordum. Anadan ilk kopuşumdu. Bir yanım sütünün kokusundan kopma, dön arkanı koş sarıl gitme sakın ondan ayrı yere derken, bir yanım o zamanlarımın hayalinin peşinde denize girmekteydi işte. Koridordan dönmeden önce baktım beş yaşındayken ve bugün otuz üç yaşındayken. Aynı ifade biliyor musun anne? Aynı bakış…