Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık
Neredeyiz? Oblomov'un rüyası bizi dünyanın hangi mutlu köşesine getirdi? Ne canım ülke burası. Ne deniz var, ne yüksek dağlar, ne kayalar, ne derin uçurumlar, ne kapkara ormanlar... Heybetli, vahşi, kasvetli hiçbir şey yok. Zaten tabiatın vahşisini, heybetlisini ne diye severler bilinmez. Vahşilikten, heybetten ne çıkar? Mesela deniz. Tanrı
Sayfa 119
Reklam
Şu gökyüzü şu uçurum Şu acın şu gururum Bu oyun size kalsın İstemem eksik olsun Peki ne yapmak lazımmış Sağlam bir dayı bulup Ayağına sarılmak mı sırnaşık gibi Bir ağaç gövdesini saran sarmaşık gibi eteğine sarılarak veli nimet sanmak mı Mertçe davranmayıp hileyle tırmanmak mı İstemem eksik olsun Herkes gibi Koşa koşa sonradan görmelere övgüler
724 syf.
10/10 puan verdi
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mı? Kitabı okumaya başladığımda beri yazarın bu cümlesinde durdum kaldım, aslında herkes aynı şeyleri hissetmez tâbi ama bi sorun kendinize bu soruyu hayatınızla ne kadar doğrusunuz, ne kadar doğru şeyler yapıyorsunuz? Ne kadar doğru bir insansınız? Sizin doğru olmanız aslın da
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,4bin okunma
-Ay'a gidip orada da yeryüzündeki oyunu Adem'le Havva oyununu yinelemek mi? İstemem, eksik olsun! Ondan sonra artık yılanların yolunu gözlemek kalır geriye!.
Geçen gün yemekte orada bulunmayanların aleyhinde söylenenleri dinlerken utancımdan yerin dibine geçtim: Falanca budalaymış, filanca aşağılıkmış, bilmem kim hırsızmış, bilmem kim gülünçmüş. Bu düpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birbirlerine sanki bakışlarıyla, "Hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün! " diyorlar. Mademki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, "Falanca bana geldi; filancayı gördüm..." diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Reklam
935 öğeden 811 ile 820 arasındakiler gösteriliyor.