Perihan Mağden 'in 2007 yılında piyasaya çıkan ve 12 ülkede yayınlanan kitabı "
Biz Kimden Kaçıyorduk Anne? " sürekli birilerinden kaçan ve otel değiştirerek yaşayan, her otelde yeni eşyalar alıp otel odalarında kendi özel dünyalarını kuran, hiçbir şeye bağlanmayan çünkü giderken herşeyi geride bırakıp sırt çantalarını alarak yollarına devam eden bir anne ile kızının travmatik ilişkisini anlatıyor.
Hayatta kalmasının ve yaşamasının tek gayesi kızı olan bir annenin, kızını korumak amacı ile kızıyla dur durak bilmeden kaçışını okuyoruz.
Annenin bazı tutum ve davranışlarından dolayı ara ara şizofren olabilir mi diye düşünmedim değil hani. Ama bir anne olarak acizhane şunu söyleyebilirim ki; istisnalar kaideyi bozmaz elbette, her anne evladı için herşeyi göze alabilir.
Onun için karakterin evladı için yaptığı şeyler beni etkiledi.
Kitabın Netflix' te filmi de var, merak edenler peşinden hemen filmini de izleyebilir.
Kitapla kalın....
Bazı yazarların dini sömürüyle çok satmasını açıklayan bir yazı.
“Çok boyutlu bir insan bu memlekette hep güçlüklerle karşılaşır. Bazıları ondan daha fazla siyasi tavır beklerken, bazıları da sanata siyaset bulaştırdığı için eleştirilir. Ayrıca aynı anda hem fazla sade ve yalın üretimler gerçekleştirdiği hem de elit olduğu için eleştirilmekten kurtulması çok zordur. Sanatçı olmanın bir şeyler üretmenin bir hayli zor olduğu bir ülkede yaşadığımızın belki de en önemli kanıtı; ‘İstisnalar kaideyi bozmaz.’ sözünün yaygınlığıdır. Çünkü bu sözün yaygın olduğu ortamlarda sadece belirlenmiş çerçevenin içinde kalanlar, sorgulanmayan kurallara uygun şekilde üretenler başarılı olurlar. Böyle ortamlarda ancak özde sıradan olmak koşuluyla yani çerçevenin içinde kalmak şartıyla biçimsel değişikliler hoş görülür.
Ya kaideyi bozmak, gerçekten sanatçı olmak ama insanlara ulaşamamak ya da kaideye uygun yaşamak ve gerçek anlamda var olamamak seçenekleri arasında sıkışıp kalırsınız.”