Çünkü kızarıyor yüzüm varoluşundan bir saat daha geçtiğinde
Çünkü anlıyorum ki bir saat daha yakın - o yola
Çünkü bir saat daha uzak kalıyor - bize ayrılan zamana
Korktuğunda ballarından süzülüp gülüşünü şenlendiren gözyaşların ele veriyor seni.
Çünkü beni anlatıyor ko(r)kun.
Tıpkı beynimde yankılanan sesinin sona ermesini beklemek gibi sarıyor hasretinin kaba duruşu.
Berlin kadar güçlü değilim,
Çünkü yıkamıyorum sevdiğin renge boyadığım sensizlik duvarını.
Az önce iyi geceler diledin, rüyamı şenlendirmek gibi huyların vardır sen farkında olmasan da.
Özlüyorum.
Ciğerime süzülen her bir oksijen damlasında hatırlıyorum sahiplenişini.
Öpüyorum.
Açan en güzel papatyanın en biçimli yaprağından. - Mutluluğundan öpüyorum.
-T.Ö
Şişman bir adam gülümsüyor sana.
-Çatık kaşlarından arınmış
Misafir gelmiş evinin oturma odasına utangaç bakışlar atan ev sahibi çocuk gibi,
Şişman bir adam gülümsüyor sana.
-Yorgun yüzünden sıyrılmış.
Sanki hasta yatağında en sevdikleri ziyarete gelen çelimsiz genç oğlan gibi,
Şişman bir adam gülümsüyor sana.
-Konuşsa çok şey söyleyecek gibi.
Bir alabilse ömrünü avuçlarına, seni kıyamette dahi yaşatacak gibi.
Bir tutabilse varlığını, en deli rüzgarlara karşı koyacak gibi.
Şimdi şişman bir adam gülümsüyor sana.
Bir dediğin iki olmasın diye yıllarını vermiş,
Bir baktığında bir daha huzur bulsun diye.
Şimdi
Şişman bir adam gülümsüyor sana.
Sormuyorum nasılsın diye.
Hissettiğim gibisin.
İddia ediyorum, seni senden çok yaşıyorum..
Ben nasılsam öylesin.
aklıma bir türlü gelmiyor.
Sahi, sen nasıl böylesin?
- T.Ö