İnsana iyilik yapmak yakışır. Çünkü ruhumuz beslenir. Bu dünyada, daha çok iyilikte bulunmaktan ve sevap defterlerimizi halis iyiliklerle doldurmaktan başka ne amacımız olabilir? Rabbimizin emirlerine uyup kötülüğe dair uyarılarına dikkat etmekten başka ne vazifemiz olabilir? O zaman, "Kötülük edene biz de kötülük ederiz" mantığını bir kenara bırakarak ırk, cinsiyet, renk, dil ayrımı gözetmeksizin bütün muhataplarımıza
iyilik taşıyalım. Anne-babamızdan, eşimizden, çocuklarımızdan başlamak üzere iyiliği çevremizde hakim kılalım. Çocuklarımıza iyiliği öğretelim, ailece iyiliğe yatırım yapalım. Çünkü iyilik asla zarar ettirmeyen bir yatırımdır. Akrabamız, komşumuz, iş arkadaşımız, müşterimiz bizden iyilik görsün. İyilik biriktirmeye, iyilik dağıtmaya ve iyilik üretmeye çalışalım. Bir yandan da dilimizden duayı düşürmeyelim: "Allah'ım! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!" (Müslim, Zikir, 26)
“Çocukluğum dahil, hiçbir zaman iyiliğin doğal bir şey olduğuna inanmadım. Yapılan bütün iyiliklerin arkasından, hep bir bedel ödenmesi gerektiğini hissetmişimdir ya da her iyilik geleceğe bir yatırımdır.”
Tüm yaşamımız şaşırtıcı derecede ahlakidir. Erdemle kötülük arasında bir anlık da olsa bir uzlaşıya rastlanmaz. İyilik asla hiç boşa gitmeyen tek yatırımdır.
Sayfa 251 - Say Yayınları - 1. Baskı - Çev. Caner TuranKitabı okudu