“Sen iyimserle kötümserin hikâyesini biliyor musun?”
“Kötümser, ‘İşler daha kötü olamaz’ diye feryat ederken, iyimser, ‘Olabilir, daha kötü de olabilir’ dermiş. Şimdi söyle bakalım. Sen iyimser misin, kötümser mi?”
İyimserler muhafazakârdır çünkü iyi bir geleceğe duydukları inanç, şimdinin özünde iyi olduğuna duydukları güvenden kaynağını alır. Zaten iyimserlik hâkim sınıf ideolojilerinin tipik bir unsurudur. Hükümetler yurttaşlarını korkunç bir felaketin pusuda beklediğine inanmaya teşvik etmiyorsa, bunun nedeni kısmen, neşeli bir yurttaşlığın alternatifinin siyasi hoşnutsuzluk olmasıdır. Umutsuzluk ise, aksine, radikal bir tutum olabilir. İçinde bulunduğunuz durumu dönüştürmenin gerekliliğini, ancak ona eleştirel bir gözle bakarsanız fark edersiniz. Hoşnutsuzluk reform için teşvik edici olabilir. İyimserler ise, aksine, düpedüz kozmetik çözümlerle idare etme eğilimindedir. Gerçek umuda en çok, işler olabilecek en vahim halini aldığında, yani iyimserliğin genellikle kabul etmeye gönülsüz olduğu uç durumlarda ihtiyaç duyulur. Umut etmek zorunda kalmamak tercih edilebilir; çünkü umutlanma ihtiyacı, nahoş olanın çoktan gerçekleştiğinin işaretidir. Sözgelimi İbrani İncili'ne göre, umut kâfirlere karşı çıkmayı gerektirdiği için, iç karartıcı bir alt metne sahiptir. Kişi erdeme ihtiyaç duyuyorsa, bunun nedeni etrafında sayısız kötü insanın olmasıdır.''
Bir tek iyimserler intihar eder; artık iyimser olamayan iyimserler... Diğerlerinin, hiçbir yaşama nedenleri olmadığına göre, niçin bir ölme nedenleri olsun ki?
Stefan Zweig'ın yıllar önce okuduğum satırları aklıma geldi. Uçakların icadı Zweig'ın neslini çok heyecanlandırmış, dünyada savaşların sonunun geldiğine inandırmıştı. Uçaklar havadan uçtuğuna göre sınır falan tanımazdı ki. Dolayısıyla sınırlar yok olacak, barış gelecekti.
Ama o nesil birkaç yıl sonra uçakların gökten bomba yağdırarak Avrupa'yı yıktığını görmenin şokunu yaşamıştı. Entelektüel iyimserliğe karşı, politik gerçek.
"Anne" dedim. " Sen iyimserle kötümserin hikâyesini biliyor musun ?"
"Hayır" dedi.
" Kötümser, ' İşler daha kötü olamaz' diye feryat ederken,
İyimser, ' Olabilir, daha kötü olabilir ' dermiş.