"Bir erkek, "Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?" diye ağlıyor, bir kadın da buna "Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum!" diye cevap veriyordu."
- Bir erkek, «Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?» diye ağlıyor, bir kadın da buna «Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum!» diye cevap veriyordu.
"Izdırap çekiyorum. Sen de beni seviyor musun?" diye inliyor. Yanında duran Açığma-Kün "Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum." diye yanıp yakılıyor. Fakat "Ben de seni seviyorum." demiyor ve yıllar böylece akıp gidiyor." Edebiyat öğretmeni Ayşe Pusat eşi Selim Pusat'a sonunu paylaştığım bu Uygur masalını
"Yalnız olmamak için mutlaka insanlarla beraber olmak mı lazım?"
...
"Bir erkek, “Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?” diye ağlıyor, bir kadın da buna “Sus, sus,ben de ızdırap çekiyorum!” diye cevap veriyordu."
Hüseyin Nihal Atsız’ı, insanların onun hakkında eleştirilerini duyduğum için eserlerinden uzak dururdum. Ama bu eseri okuduktan sonra bu ön yargının tamamen boş olduğu kanısına vardım. Atsız gerçekten bu eseri çok güzel yazmış.Okurken hiç ama hiç sıkılmadım. Hatta biraz abartmış olmak istemem ama bir günde
Kalemine hayran olduğum Atsız’a bu eseriyle bir kez daha hayran oldum. Yazım diline, üslubuna diyecek yok, su gibi akarak teklemeden ve eski Türkçeye ait çok fazla kelime içerse de sanki günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi çok akıcı bir şekilde okunuyor.
Kitap; bundan binlerce yıl önce evli olduğu halde başka bir kıza aşık olan Burkay’ın; karısını
- Bir erkek, "Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?" diye ağlıyor, bir kadın da buna "Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum!" diye cevap veriyordu.