Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yine aklımda bugün sen varsın, Yine derdinle hayalim hasta. Bürüsün kalbimi derdin sarsın; Bir ümit var bu tükenmez yasta. Bir yaram var! Ona merhem vurman, Bir hayaldir ki gönülden taşıyor. Ayırırken bizi yollar ve zaman,
İmzalı Kitap + 2 Tane Hediye Kitap
Merhaba sevgili okurlar, 🖋️ Adınıza imzalı olarak göndereceğim romanım
Kılavuzun Pusulası
Kılavuzun Pusulası
’ını alırsanız yanına aşağıdaki listeden seçeceğiniz 2 tane kitabı hediye olarak göndereceğim. 🎁 Gardrops üzerinden alabilirsiniz ya da mesaj atabilirsiniz. Gardrops Link: gardrops.com/edebiyatoguzhoca Not:Bu hediye kitaplar sınırlı
Reklam
Konuştuğunda bize Allahü tealayı hatırlatacak, İlmiyle amil salih bir dost bulmak ne kadar zor. Konuştuğunda edebi gözetmeyen, hep dünyevi hususlar üzerine nefes tüketen birinin yanında bulunmak ise tam bir ıztırap. Hz.Ömer (radiyallahü anh) ne güzel buyurmuş. ''Zindanların en darı, ahlâkı ahlâkına uymayan insanlarla bir arada yaşamaktır.''
Nihayet insanlık öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, ’yahu insanlık öldü mü?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, ’insanlık öldü mü?’ ya da ‘insanlık ölür
Iztırap çek inleme... Ses çıkarmadan aşın. Bir damlacık aksa da bir acizdir göz yaşın…
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
"Izdırapsız ne hareket, ne de gerçek düşünce doğabiliyor. Her inanma hareketinde sevilen bir ıztırap saklıdır"
Var Olmak
Var Olmak
Reklam
Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm; Ne gelen var, ne giden var, ne soran Iztırap yaylasıyım, gam çölüyüm; Esiyor sadece gönlümde boran. •
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm; Ne gelen var, ne giden var, ne soran. Iztırap yaylasıyım gam çölüyüm; Esiyor sadece gönlümde boran.
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
İçimde sadece boran...
Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm; Ne gelen var, ne giden var, ne soran. Iztırap yaylasıyım gam çölüyüm; Esiyor sadece gönlümde boran...
Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm; Ne gelen var, ne giden var, ne soran. Iztırap yaylasıyım gam çölüyüm; Esiyor sadece gönlümde boran. youtu.be/FDETiARsYA4
Reklam
Yürüt beni Rabbim!
Yaşamak denen bu acayip seyrüseferde kalbimizdeki deniz içine yaprakların, çerçöpün düştüğü, sararmış kesif bir su birikintisine dönüyor bazı zamanlar. Bulanıklaşıyor, akıp gitmiyor, kendini tekrar ediyor durmadan. İşte o vakitlerde denize doğru bir gedik açmak icap ediyor, berraklaşmak, Çürümemek, deryadil olmak için. Deryadil. Ne güzel bir
Atsız; her şiiri ayrı derin…
youtu.be/ls5uF7YBUzE?si=... Yine aklımda bugün sen varsın, Yine derdinle hayalim hasta. Bürüsün kalbimi derdin sarsın; Bir ümit var bu tükenmez yasta.Bir yaram var! Ona merhem vurman, Bir hayaldir ki gönülden taşıyor. Ayırırken bizi yollar ve zaman, Sana kalbim daha çok yaklaşıyor.Nerde bilmem o geçen günlerimiz? Artık onlar yeniden gelmeyecek. Nerde kırlar, uzayan yol ve deniz, O öten kuş, o güzel pembe çiçek? Göklerin ziyneti mes’ut kuşlar Ötüşürlerdi yağarken yağmur. Şimdi onlarda melul olmuşlar, Çünkü artık ne ışık var, ne de nur.Dinledik rüzgarı sessiz sessiz Okuyorken bize bir gamlı kitap. Suya çizmişti gümüşten bir iz, Yükselirken gece dağdan mehtap.Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm; Ne gelen var, ne giden var, ne soran. Iztırap yaylasıyım gam çölüyüm; Esiyor sadece gönlümde boran.Bir hayal alemi ardında; uzak, Sisli iklimlere sürdüm, gittim. Varlığım burda sönüp kaybolacak... Belki ben şimdiden öldüm... Bittim...
ve bitseydi ıztırap can harap, canan harap yetiş imdada ya Rab Nurullah Genç
 “İdeal bir hayata doymamıştım ama, dünyanızın çile ve ıztırap dolu hayatından usanmıştım. Yorgundum; varlıktan sıyrılan bir sonsuzlukta sanki binlerce yıl dinlenmeye muhtaçtım” “Burada şüphe gibi bir şey yoktu. Yalnız başına kalan iman, aşktan ayrılmıyordu. Aşk ile tanıyordum. Akıp giden ve her ânı bir önceki ânını yok eden zaman burada
11.11.1938 Tan Gazetesi
Ölüm denilen zalim kuvvet nihayet içimizden en büyüğümüzü, en çok sevdiğimizi de aldı. Türkiye’ye ve Türklere nur saçan ışığı söndürdü. Ruhlarımızı ve gönüllerimizi karanlığa boğdu. Evvelki akşam birdenbire ağırlaşan Ulu Şefimiz, 24 saat süren bir mücadeleden sonra, nihayet aramızdan ayrıldı. Zaten aylardan beri kalplerimiz endişe ve ıztırap içinde idi. Atatürk’ün, yatağa değil cihana sığmayan büyük adamın yatağa esir düşüşü ruhumuzu eziyor, gözümüze yaş doluyor, içimiz ağlıyordu. Mekteplerde çocuklar, evlerde analar, hepimiz, herkes milletçe aylardan beri yas tutuyorduk. Bu ışığın sönmemesi için bütün ümidimizi bir mucizeye bağlamıştık. Bir ay evvelki buhranın muvaffakiyetle mukavemet etmiş olması, bu ümidimizi kuvvetlendirmişti. Fakat ölüm, her şeyden kuvvetli ölüm, bu yatağına sığmayan büyük iradenin muazzam bir enerjisini kırdı ve hepimizi babası ve yetim bıraktı. Dün sokaklarda herkes ağlıyor, mekteplerde çocuklar, evlerde kadınlar ağlıyordu. İşler durmuş, memleketin üstüne ağır, karanlık bir matem havası çökmüştü
313 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.