Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Bu inceleme "zamir" ile ilgili olmamakla beraber bir miktar yorgunluk ve sarhoşlukla yazılmıştır.
Yeni bir kitap yazması sekiz yıl sürmüştü.
Hakan günday ile ilk tanıştığımda şehirde asgari ücret ile, yemek olarak haftanın üç günü makarna çıkan bir otelde çalışıyordum. Gece çalışıp gündüz uyuduğum o zaman diliminde güneşi görmeden
Şarkıları,sesi,duruşu kadar mısraları da insana etki eden kadın.Kendinde olmayan şeyi,karşındakinde bulup ona tutunuyorsan eksiğini de seviyorsundur,demiştir.
Ruhunuza katre katre taze hisler katan bir eser. Kelimelerin müthiş güçleri sizi sarıyor ,birçok sayfa kenarını kıvıracağınıza eminim. Okumanız dileğiyle
"Sevgi neydi? Sevgi emekti." ve farklı zeminlerden vals üzerine
"Sevgi neydi? Sevgi emekti.
Uçuşan yaprak, boş bir salıncak.
Senden başka, yok hiç kimse
Düşerim dara, içim yara.
Gelirim ardı sıra, dön bak bana."
Evet böyle diyordu Jehan Barbur o güzel şarkıda.
Aşk; sevginin ötesinde bir şeydir. Sevgide tek değişken vardır. Aşk ise emek ve fedakarlık gerektirir. Çünkü iki değişken vardır aşkta, iki
144 syf.
10/10 puan verdi
(Bu yazı, hikâyenin içeriğine dair detaylı bilgi içermektedir!)
“Elveda Issık Göl, bitmemiş türküm benim. Seni nasıl beraberimde götürmek isterdim bilemezsin.Mavi sularını, sarı topraklı sahillerini. Ama yapamam bunu.Nasıl sevdiğim kadını beraberimde götüremiyorsam, seni de götüremem.”
Cengiz Aytmatov’un "Selvi Boylum Al Yazmalım "
Bir koyundan birkaç post kaygısı
Tomris Uyar hakkında bir kitap daha, benim kartel yapısını öğrendiğim zamanlar çok eskiye dayanır. Sektörel kirlilik illa olur o da kabul ancak.
Bu kadar tekrar tekrar aynı kişinin hikayesinin temeli üzerine kaç bina daha yapılır. Bu temel artık bunu taşımıyor.
Bu duygu ile okudum, edebiyat dünyasına dahil olmuş insanların nasıl çamura battıklarına bir kez daha şahit oldum.
Ha Jehan yani kitabın yazarı elbette böyle söylemiyor, övüyor övüyor göklere çıkarıyor arada kendi saçma günlüklerini de araya sokmuşturmayı beceremeden hem de...
Son düşüncem aynı suça karışmış insanlar arasındaki bağ, aşıklar arasında bile yoktur, olamaz.
Her saçmalığa rağmen okumak iyidir, neyi okuduğunu bildiğin ve seçebildiğin sürece!
Yaralarımızı seviyoruz yaralayandan ötürü...
Baba Öyküler zaman zaman kendi hayatınızdan kesitlerle de karşılaşabileceğiniz bir biyografi kitabı.
Aslında eksik yanımızdır babalarımız, kimbilir birçoğumuz ne ilginç öyküler bulup çıkarırız geçmişin anıları arasında babamızı anlatırken.
Jehan Barbur'da adet bunu hissetmiş ve topluma malolmuş bir çok kişiye babalarını anlattırmış. Hiçbiri de sadece babasını anlatmamış tabi. Babalarıyla beraber kendilerini de anlatmışlar.
Kendi babamla ilişkimiz inişli çıkışlı olduğundan, ismini görünce biraz uzak durdum bu kitaptan, belki de kendi siyah beyaz dünyama başkalarının baba figürlerini sokup kafamı karıştırmak istemediğimdendir. Yirmi küsür hikayede mutluluğun sırrını filan açıklamıyor kitap. Babamızla yaşadığımız her şeyin bir başka ailede başka babalar tarafından yaşatıldığını anlatıyor.
Cengiz Aytmatov'un kaleme aldığı aynı zamanda Yeşilçam'ın en öncü dev eserlerinden biri olan Selvi Boylum Al Yazmalım kitabı benim için hep özel yeri olan bir kitap olarak kalacaktır. Defalarca izlesek de asla doyamadığımız küçüklüğümüzden beri içimize işleyen o Yeşilçam filminin kitabını da okusam bir şey kaybetmem hatta fazlasıyla kazanırım diye düşündüm. Aşkı, sevgiyi ve emeği ilmek ilmek satırlarına işleyen Aytmatov'un eseri iyiki de Türk sinemasına aktarılmış ve Türkan Şoray ile Kadir İnanır'ın oyunculuğu ile naçizane, unutulmaz yapıt ortaya çıkmış. Sevginin en saf halini Asya'dan öğrendik defalarca belki de. Emek verilerek büyütülmüş bir sevginin en büyük aşktan daha kıymetli olduğunu izledik. Yürek burkan o son sahne canlanır gözlerimizin önünde. Çaresizliği de tema edinir bir bakıma. Hala okumadıysanız ve yahut izlemediyseniz ne duruyorsunuz der ve sevgilerimi iletiriim. Bu arada Jehan Barbur'un seslendirdiği Selvi Boylum Al Yazmalım şarkısı da okumanızın yanında size eşlik ederse çok daha anlamlı ve yoğun bir tat alıyorsunuz. Küçük bir önerimdir. İyi okumalar.
Tomris Uyar’ın öykücülüğüne yapılan vurgu, atfedilen ama var olmayan “aşk üçgeni”ni delip geçen bir kurşun...
Jehan’la dertleşip Tomris’i tanıyorsun. En sonundaki psikiyatristle olan diyalog kendimi sorgulamama sebep oldu, dönem dönem tekrar okuyacağım.
298 syf.
8/10 puan verdi
Kerem Bozkurt'un deneme-inceleme türünde yazdığı Ustalara Soruyorum(*) kitabı tek kelime ile mükemmeldi.Okurken keşke bitmese dediğim,ve özellikle yıllardır severek ve büyük bir saygı duyarak takip ettiğim ustaların sayfalarını tekrar dönüp okuduğum doğrudur.
Edebiyat,sinema,tiyatro,müzik ve bilim alanında birbirinden değerli ve birbirinden önemli birçok ismi konuk etmiş çok içten ve samimi bir sohbetle kitabına.
Neler konuşmamışlar ki;sevgiden,aşktan,şefkatten,güzelliklerden,estetikten,insandan,edebiyattan,müzikten,
sinemadan,tiyatrodan,sanattan,bilimden...Ben de kahvemi alıp,bir köşeye çekilip keyifle ve büyük imrenmelerle onları zevkle dinledim.Ayla Algan'ın oyunculuk serüvenini,Attila Dorsay ile sinema üzerine yapılan o güzel sohbeti,Metin Akpınar ve Müjdat Gezen ile tiyatro üzerine yapılan sohbeti,Mario Levi ile edebiyat üzerine yapılan sohbeti,Jehan Barbur'un hayata olan direnişini..bu güzel insanlarla yapılmış o güzel sohbetleri okumak benim için büyük zevkti.Daha nice güzel insanlar var kitapta:Macit Koper,Feride Çiçekoğlu,Altan Erkekli,Osman Sınav,Ali Nesin,Rasim Öztekin,Ercan Kesal,Ahmet Ümit,Ezel Akay,Murat Baç,Levent Tülek,Derviş Zalim,Hakan Bilgin,Yekta Kopan,Aslı Tunç,Bennu Yıldırımlar,Levent Üzümcü,Burak Göral,Şevket Çoruh,Tuna Kiremitçi gibi...
Ustaların konuşmalarından altını çizdiğim o kadar çok cümle oldu ki ve aynı zamanda etkilendikleri,sevdikleri film ve kitap isimleri...Hepsini tek tek not aldım.
Sizlere de tavsiye ederim efendim..."Dünyayı okuyan, filmler seyreden ve böylelikle dönüşen insanlar değiştirir."
(*)Kitap Ayzıt Yayınevi tarafından basılmış ve 297 sayfa
Tomris Uyar'ı, varolduğuna inanılan o aşk kaosunu merak edenler mutlaka okumalı.
.
Tomris Uyar'ın günlüklerinden kesitlerin yer aldığı ,Jehan Babur'un içini döktüğü ve günlüklerle konuştuğu asıl vurgununsa Tomris Uyar'ın öykücülüğüne yapıldığı bir kitaptı. En sonda yer alan psikiyatrist kısmı dikkat çekici. Ara ara açıp bakmak isteyeceğim bir kitap.
Müzisyen kimliği ile beğenimi kazanan Jehan Barbur , bu kitabı ile de naif kalemi ile beni etkilemiştir. İçerisinde ünlülerin babalarına ya da babaları ünlü olanlara rastladığımız kitabın nostaljik çerçevesi içerisinde keyifli bir okuma bizi bekler.. ne ara başladı ve bitti diyebilirsiniz ..
176 syf.
10/10 puan verdi
Jehan Barbur kişisel tarihimde önemli şarkıları olan bir şarkıcıydı ilk zamanlar… Yıllarla birlikte sanatçıya evrilişi beni ziyadesiyle mutlu etti. Uyumsuza notlar denemesi; benzeştiği,aynı dünya ağrılarını taşıdığı Tomris Uyar ile diyaloglarından oluşuyor. Türkiyede kadın olmak, toplumsal kabuller, ahlakçılık, sınırlar, olmazlar, aşk… herbiriyle kavgası var bizim gibi Jehan’ın da Tomris’ in de… Röportaj ve anılarla bezeli bu Tomris Uyar kitabı derin kuyunuzdaki arafınıza çakıl taşları atacak… Günümüz Türkiyesinde kadın olmak üzerinden araflar ve kendince cevaplarla dolu denemeyi okuyun, okutun…
Sol düşünce yapısında olan insanların babalarıyla olan ilişkileri anlatan, duygusal tarafları ağır basan bazı kişiler için oldukça samimi ifadeleri olan bazılarının babalarından daha çok kendilerini anlattığı bölümler olan kitap;yazarın çoğunluğu kendisinin bizzat tanıdığı çevresindeki insanlardan oluşmuş. Annelerin daha çok snlattıldığı babaların çok da farkında olunmadığı böyle bir kültürde(Ana-dolu) bu kitap fikri ve konsepti çok hoşuma gitti. Keşke yazar farklı düşünce ve siyasi görüşlerden olan insanların babalarıyla olan ilişkilerini de kitabın da harmanlayabilseydi. Duygusal yer yer üzücü ama okunası bir kitap.
Çatıdaki çimenler (Sen’e yazılar), baba öyküler eserlerini de severek okuduğum sevgili Jehan Barbur’ın diğer eserlerinin gölgesinde kalsa da dizelerini okumak keyifliydi~
