HAYAT İŞTE...
Hayat, bir otobüs yolculuğunu andırıyor belki de. Herkes aynı aracın içinde, aynı yöne gidiyor sözde.
Dışarıdan bakıldığında çok benziyoruz. Ama içimizde bir ben daha.
Belki özenle büyütüp, koruyup, sakladığımız..
Belki kimse görmesin diye içimize gömüp sakladığımız..
Belki de emin olamadığımız için sakladığımız..
Ama hep
*
“Günlük yaşamın sıradanlığında, sessiz kalmış hikayelerin bir otobüs yolculuğu ile dışa vurumu. Her yolcu ayrı bir durak, ayrı bir yaşam. Biletinizi alın ve yolculuğa hazırlanın, geçmişin parçaladığı hayatlardan, günümüzün yitik insanlarına tanık olun.” 9/10
Ç News
*
“Ömer’in şöyle bir tespiti vardı. Biz toplum olarak pek tarih bilmiyoruz
O Jelena'nın içinden geçtiği havanın içinden koşar, kadının yürümüş olabileceği kaldırımlara basar, içinde oturmuş olabileceği taksilerin arkasından bakardı...
Ah… Zavallı Jelena. O şeytanı, bir iyilik perisi zannediyordu. Yine de içime bir umut düştü. Umut, böyle bir şeydir işte. Olmayacağını bilseniz bile ona sımsıkı sarılırsınız.
Yaşıyorum çünkü böyle olması gerekli.Artık sevinmeyi beceremiyorum. Zamanın unutturduğunu,iyileştirdiğini söylemişlerdi.Başkalarını belki;fakat beni..Beni teselli etmiyor.!Kelimeleri daha fazla zorlamanın faydası yok..
Bale yapan birisi sadece kaslarını ve kemiklerini değil, dansın ruhunu, onun da ortaya konmasıyla hareketlerinin ifadesini ve uyumunu devreye sokmalıdır…
Hiçbir zaman başkalarını dinleme. Genellikle etrafta başkasının mutluluğunu ve başarısını kıskanan ve kötü niyetli insanlar vardır; bu yüzden onlardan sakın ve uzaklaş…
İşte kader buymuş.!Hayat,şimdi alay eder gibi bir gülümsemeyle şu mesajı verir gibiydi:"Köprüyü geçene kadar bedel ödemezsen,köprü çıkışında mutlaka ödersin."