Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
(...) kendimce nitelikli yazarların başlıcaları olarak Paul Auster, Martin Amis, Peter Ackroyd, Gabriel Garcia Marquez, Mario V. Llosa, Bernard Malamud, John Cheever, Saul Bellow, William Saroyan, John le Carre, James Baldwin, Joseph Brodsky, Umberto Eco ve Philip Roth'u sayabilirim.
104 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Konu ve kitap apayrı
Kitabı yeni bitirdim ve bu kitapla ilgili görüş belirtmek lazım gibi hissettiğim için kısa bir inceleme yazdım. Kitabın arka kapağına bakıp kitabı almayın çünkü konu o değil. Öncelikle kitapla ilgili en sevmediğim nokta bize verilen Sears, Betsy, Reneé, Salazzo ailesi ve diğer tüm karakterlerin tam olarak anlamlı bir sona sahip olmaması oldu. Karakterler gündelik hayatlarında evlilik, cinsellik, hayatın kirliliği, komşuluk, dalgınlık, fedakarlık gibi önemli konularda minik de olsa olaylar yaşıyorlar ancak bu olaylar bir bağlamda sonuç bulmuyor, bulsa da çok hızlı geçiliyor. Kitabın arka kapağındaki konunun yani çevrenin kirletilmesi ve bir gölete yapılan manasız yapılaşmayı eleştiri ise son 15 sayfada sonuç buluyor ve bu kesinlikle tatmin etmedi. Betsy'nin çocukça yaptığı planın hemen sonuç bulması ve Sears'ın bu olayda rolünün çok minimal olması beni şaşırttı. Yani tüm bu hayatın içinden olan minik olayların bir yerde çevre problemine bağlanmasını bekledim ama hem bağlanmadı hem de sonu çok aceleyle bitti. Kitabın tek iyi yanı karakterlerin çok hayatın içinden hissettirmesi oldu, o yönünü beğendim. Ama bazen de manasız atlamalar olduğu için olayların da önemsiz hissettirdiği oldu. Kısacası günlük ancak aceleyle yazılmış tam bir olayı olmayan bir hikaye.
John Cheever
John Cheever
'ın ölmeden önce son kitabı.
Nasıl Da Cennete Benziyor
Nasıl Da Cennete BenziyorJohn Cheever · Can Yayınları · 202325 okunma
Reklam
Bunları yazdığım dönemde, tedavide rağbet gören şeyler hızla değişiyordu ve dünün geleneksel terapistlerinin çoğu oto yıkamacılarda cam siliyordu. "Deli doktoru" demenin çoktan modası geçmiş ve yerini eski bir terime, "psikanalist"e bırakmışken...
Bir çöplük neden övülür, bir sapkınlık neden tanımlanmaya çalışılır ki? Taşınabilir eşyaya olan tutkusunu azaltmadan göçebeliğe eğilim gösteren bir toplumun döküntüsüydü bu.
John Cheever
"Rüyamda L. E.’yi baştan çıkanyordum. İnanır mısmız ba­yağı zor oldu. Aynca ben uyuyan bir zihnin böyle maymun iştahlı şehvetler peşinde koşmasını anlamıyorum."
John Cheever
"Rüyamda L. E.’yi baştan çıkanyordum. İnanır mısmız ba­yağı zor oldu. Aynca ben uyuyan bir zihnin böyle maymun iştahlı şehvetler peşinde koşmasını anlamıyorum."
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
SIRADAN İNSANLARIN SIRA DIŞI HİKAYELERİ
Alman eleştirmen Helmuth Karasek’in “yeni neslin hüzünlü sesi” olarak tanımladığı 1970 Berlin doğumlu Judith Hermann’ın ilk öykü kitabı olan “Yaz evi, daha sonra” 17 dile çevrilmiş ve ilk yayınlandığında Alman okullarının müfredatına da girmiş bir eser. Gazetecilik geçmişi de olan yazarın öykülerinde kullandığı dili ve yalın anlatımı, bu
Yaz Evi, Daha Sonra
Yaz Evi, Daha SonraJudith Hermann · Sia · 2022219 okunma
“Gökyüzü o sabah açıktı ve Sears hiçbirini görmese de hâlâ yıldızlar olabilirdi. Yıldızların düşüncesi duygularının gücüne katkıda bulundu. Onu etkileyen, etrafımızdaki o dünyalara dair bir his, onların yapısına dair eksik de olsa bilgimiz, onların geçmişimizin ve gelecek hayatlarımızın bir zerresine sahip olduğuna dair hissimizdi. Gezegende hayatta olduğumuza dair o en güçlü histi. Yaratılışın enginliğinde, elimize geçen fırsatın zenginliğinin ne kadar eşsiz olduğuna dair o en güçlü histi. O saatin hissi mükemmel bir ayrıcalığa, burada yaşamanın ve kendimizi sevgiyle yenilemenin büyük lütfuna dairdi. Nasıl da cennete benziyordu!”
Sayfa 101 - Can
104 syf.
1/10 puan verdi
Rezalet bir kitap uyarısı
Sipariş verdiğim kitapların gelmesini beklerken geçirilecek bir-iki günde vakit geçirmek için aldığım bir kitaptı. İsminin vadettiğini, içeriğinde bulabildim mi? Kesinlikle hayır. Peki bu kısa kitaba 1 puan verme sebebim, isim-içerik tutarsızlığı mı? O da hayır. Maalesef şu ana kadar okuduğum en berbat kitaplardan biriydi. Sırf yarım bırakmamak ve burada okumayı düşünen varsa yardımcı olabilecek kadar yorum yazmak için bitirdim. Yazar kendi yazdığı kitabın konusuna o kadar güvenmemiş ki birden kendimizi yaşlı bir adamın cinsel öğelerle bezeli çapkınlık hikayelerinde ve çok yüzeysel diyaloglarda buluyoruz. Sonra bununla da yetinmeyip aynı yaşlı adamın eşcinsel deneyimlerine bizi götürdüğüne tanıklık ediyoruz. Evet konu "bir göletin kirletilmesi", bunu tekrar hatırlatıyoruz kendimize çünkü alakasızlık seviyesinin dibe vurduğu kitapta olaylar bizi otobanda unutulan bir bebeğe kadar götürüyor. Konuların birbirinden kopukluğuna bir noktada tamam be diyerek devam edebiliyoruz belki ama yazarın o küçük akıl dünyasında ahkam kesmesine tahammül edemiyoruz. Bir örnek: Plajda güneşlenen yaşlılarla "kıyafetleriyle oturuyorlar ve çok güzel bir gün geçirdiklerini düşünüyorlar" diye güya alay etmesi. Sonra yazar "konu göletti galiba ya" diyerek bir meclis oturumunda garip garip deneysel detaylar vererek "bakın göletle de ilgili birşeyler yazdım" diyor okurlarına. Söyleyecek bir söz bulamıyorum, lütfen alıp okumayın..
Nasıl Da Cennete Benziyor
Nasıl Da Cennete BenziyorJohn Cheever · Can Yayınları · 202325 okunma
Filmlerde aşkla öpüşen bir kadınla erkek gördüğü zaman, acaba bu yarın veya öbür gün terketmek zorunda olduğum bir ülke mı diye düşünüyordu
Reklam
Aşkın keşfi, avcılığın önemi ve güneş sisteminin sürekliliğinden sonra kızartma kokusu geliyordu.
Deneyimlerinden biliyordu ki sessizlik —müziğin yokluğu— bazı erkekler ve kadınlar için karanlık kadar sakıncalıydı.
Eskiden her şey daha iyiydi, her şey kötüye gidiyordu, Batı dünyasının üzerine yayıldığı görülen uzatmalı ahlak ve entelektüel gölgeler nihaiydi.
Eskiden her şeyin daha iyi olması onun hayatının müziğiydi, nakaratıydı.
Yaşlanıyor ve aşkın bitmesinden korkuyor olabilirdi.
345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.